Herkese saÄlıklı, mutlu ve huzurlu bir yıl diliyorum. Umarım bu yıl isteklerimizin büyük bir kısmı gerçekleÅir. Ya da ne bileyim bizim için en önemli olanları. Umutsuz yaÅanmıyor.
Umutların gerçekleÅtiÄi bir 2006 olması dileÄi ile
Cuma, Aralık 30, 2005
Hediye Seçimi
Bu aralar evin tadilat iÅleri ve kredi kullanımı nedeni ile çok yoÄundum. Normalde yeniyıl hediyelerimi son dakikaya bırakmam ama bu sefer böyle oldu. Bugün benim için son gündü, bu iÅ ya bugün bitecekti ya bugün. Ãünkü yarın arkadaÅlarla yılbaÅı kutlaması yapacaÄız öÄle tatilinde. E sonra benim gibi emekliler devam ederiz muhabbete. Hediye alacak zaman kalmaz yarın bana ,biliyorum
Neyse, öÄlen vapurla Konak'a geçtim. Ãnce Konak Pier'de yeni açılan Body Shop'a uÄradım. Ãok uygun fiyatlı ve benim süslü - kokoÅ arkadaÅlarım için hem güzel hem faideli Åeyler buldum. Oradan Kemeraltı'na geçtim. Kemeraltı'nın sonuna doÄru çok ehven fiyatla pijama satan bir yer var. Kadın- erkek- çocuk boy boy renk renk pijama. Aile büyüklerine sıradan pijama aldım. Hem benimkilere hem de eÅiminkilere . Bu arada kayınpederime hesap makinesi aldım ki bizimkini kurtarabileyim. Malum vergi iadesi yazma dönemi. Bizim hesap makinesi gitti, gelmiyo. Yani hem hediye,hem de bizimkini kurtarma operasyonu. DönüÅte tekrar vapur, elimdekileri eve bıraktım ve tekrar çarÅıya çıktım. Bu kez yılbaÅı gecesi birlikte olacaÄımız arkadaÅlar için birÅeyler aldım. Ama bunları hep atom karınca Åeklinde yapıyorum. Ha,bu arada iÅleri yoÄun diye hiçbir maÄaza doÄru dürüst hediye paketi yapmadı. Yalnızca süslü torbalara koydular. ÃarÅıdan Åööle Noel babalı, geyikli kaplama kaÄıtları aldım. Hediyeleri paket yaptım.
YılbaÅında genellikle her yıl aynı arkadaÅlarla bir araya geliyoruz. Hem biz iyi anlaÅıyoruz, hem de çocuklar. Ertesi gün de mutlaka hem benim hem eÅimin ailesini ziyaret ederiz. Annemlere gidince teyzeme de uÄrarım. Aynı apartmanda altlı- üstlü oturuyorlar. Sonra kayınvalidelere gideriz. Bizim gittiÄimiz saatlerde, sözleÅiriz görümcemle çocukları da gelir. Hem kutlama hem de hediye deÄiÅ- tokuÅu yaparız.
Kısacası,ben hazırım,yılbaÅı ve de yeniyıl gelebilir.
Neyse, öÄlen vapurla Konak'a geçtim. Ãnce Konak Pier'de yeni açılan Body Shop'a uÄradım. Ãok uygun fiyatlı ve benim süslü - kokoÅ arkadaÅlarım için hem güzel hem faideli Åeyler buldum. Oradan Kemeraltı'na geçtim. Kemeraltı'nın sonuna doÄru çok ehven fiyatla pijama satan bir yer var. Kadın- erkek- çocuk boy boy renk renk pijama. Aile büyüklerine sıradan pijama aldım. Hem benimkilere hem de eÅiminkilere . Bu arada kayınpederime hesap makinesi aldım ki bizimkini kurtarabileyim. Malum vergi iadesi yazma dönemi. Bizim hesap makinesi gitti, gelmiyo. Yani hem hediye,hem de bizimkini kurtarma operasyonu. DönüÅte tekrar vapur, elimdekileri eve bıraktım ve tekrar çarÅıya çıktım. Bu kez yılbaÅı gecesi birlikte olacaÄımız arkadaÅlar için birÅeyler aldım. Ama bunları hep atom karınca Åeklinde yapıyorum. Ha,bu arada iÅleri yoÄun diye hiçbir maÄaza doÄru dürüst hediye paketi yapmadı. Yalnızca süslü torbalara koydular. ÃarÅıdan Åööle Noel babalı, geyikli kaplama kaÄıtları aldım. Hediyeleri paket yaptım.
YılbaÅında genellikle her yıl aynı arkadaÅlarla bir araya geliyoruz. Hem biz iyi anlaÅıyoruz, hem de çocuklar. Ertesi gün de mutlaka hem benim hem eÅimin ailesini ziyaret ederiz. Annemlere gidince teyzeme de uÄrarım. Aynı apartmanda altlı- üstlü oturuyorlar. Sonra kayınvalidelere gideriz. Bizim gittiÄimiz saatlerde, sözleÅiriz görümcemle çocukları da gelir. Hem kutlama hem de hediye deÄiÅ- tokuÅu yaparız.
Kısacası,ben hazırım,yılbaÅı ve de yeniyıl gelebilir.
Salı, Aralık 27, 2005
Harika Haftasonu
Biliyorum,haftasonunu yazmak için biraz geç, ama ne yapabilirim? Dün banka - tapu- vergi dairesi adlı devlet Åeytan üçgeninde kayboldum resmen. Son olarak ÃarÅamba günü iÅlem yapmam gerekiyor. Ondan sonra umarım bir daha hiçbir devlet dairesinin kapısından bile geçmem. Bunlar orada vatandaÅı canından bezdirmek için varlar, dün buna inandıım artık.
Neyse, gelelim haftasonuna. Cumartesi sabahtan kalktım, kahvaltımı yaptım, duÅumu aldım. ÃÄlen saat 2 gibi arkadaÅımla buluÅtum. Bu bizim geleneksel yılbaÅı toplantımızdır. Her yıl yılbaÅından önceki son Cumartesi günü buluÅur, bu yıl da görüÅebildiÄimize Åükreder, gelecek yıl da buluÅabilmeyi diler, yeniyılın Åerefine kadehlerimizi kaldırır ve hediyelerimizi veririz. Tabi yanında boool muhabbetle. Bu bizim onunla tanıÅtıÄımız 86 yılından beri devam eden bir geleneÄimiz. Yerimiz de bellidir. Her yıl aynı yere gideriz. Mutlaka buz gibi beyaz Åarabımızı açarız. Ondan sonra gelsin muhabbet. Aslında hemen hemen hergün telefonla görüÅüyoruz , ailece biraraya geliyoruz ama bu buluÅmamız farklı.
Oradan saat 6 gibi ayrıldım. Eve geldim.Daha hafta baÅından annem çaÄırmıÅtı , onlara gittik. Onlarda yılbaÅında arkadaÅlarımızla birlikte olacaÄımız için yılbaÅı kutlaması gibi düÅünmüÅler ve sofrayı donatmıÅlar. Tabii orada da yemek, içki, muhabbet derken gece eve geldikten kısa bir süre sonra ben televizyonun karÅısında uyumuÅ daha doÄrusu sızmıÅım. E bu kadar alkolden sonra normal.
Pazar sabahı güzel bir aile kahvaltısından sonra yeni eve gidip mutfakçı ile buluÅtuk. Tadilata baÅladılar. Biraz fikir alıÅveriÅinde bulunuldu. Oradan doÄru kayınvalideye öÄle yemeÄine. Görümcem, çocukları ve eÅimin halası da oradaydı. Güzel ve mükellef bir sofra vardı yine. Ya, galiba ben sürekli yemekten bahsediyorum ama ben zaten yemek için yaÅayanlardan olduÄumdan doÄal tabii. AkÅam eve dönüŠ, pazartesi ütüleri, etrafı toplamak falan derken haftasonu bitti yine. Ama benim için güzel ve muhabbet dolu bir tatildi.
Ama dün, sabah evden sabah 8.30'da çıktım ve kısa özetini yukarıda geçtiÄim günüm bedenselden ziyade ruhi bir yorgunlukla saat 18'de bitti. Bugün enerji toplamalıyım. Yarın yine devlet dairesi ile uÄraÅacaÄım çünkü. Zaten bugün fazla iÅ de yok. Bir yemek yapılacak. O da halloldumu , kendimi bloglar dünyasına atacaÄım. Benim en büyük dopingim.
Herkese iyi bir hafta diliyorum
Neyse, gelelim haftasonuna. Cumartesi sabahtan kalktım, kahvaltımı yaptım, duÅumu aldım. ÃÄlen saat 2 gibi arkadaÅımla buluÅtum. Bu bizim geleneksel yılbaÅı toplantımızdır. Her yıl yılbaÅından önceki son Cumartesi günü buluÅur, bu yıl da görüÅebildiÄimize Åükreder, gelecek yıl da buluÅabilmeyi diler, yeniyılın Åerefine kadehlerimizi kaldırır ve hediyelerimizi veririz. Tabi yanında boool muhabbetle. Bu bizim onunla tanıÅtıÄımız 86 yılından beri devam eden bir geleneÄimiz. Yerimiz de bellidir. Her yıl aynı yere gideriz. Mutlaka buz gibi beyaz Åarabımızı açarız. Ondan sonra gelsin muhabbet. Aslında hemen hemen hergün telefonla görüÅüyoruz , ailece biraraya geliyoruz ama bu buluÅmamız farklı.
Oradan saat 6 gibi ayrıldım. Eve geldim.Daha hafta baÅından annem çaÄırmıÅtı , onlara gittik. Onlarda yılbaÅında arkadaÅlarımızla birlikte olacaÄımız için yılbaÅı kutlaması gibi düÅünmüÅler ve sofrayı donatmıÅlar. Tabii orada da yemek, içki, muhabbet derken gece eve geldikten kısa bir süre sonra ben televizyonun karÅısında uyumuÅ daha doÄrusu sızmıÅım. E bu kadar alkolden sonra normal.
Pazar sabahı güzel bir aile kahvaltısından sonra yeni eve gidip mutfakçı ile buluÅtuk. Tadilata baÅladılar. Biraz fikir alıÅveriÅinde bulunuldu. Oradan doÄru kayınvalideye öÄle yemeÄine. Görümcem, çocukları ve eÅimin halası da oradaydı. Güzel ve mükellef bir sofra vardı yine. Ya, galiba ben sürekli yemekten bahsediyorum ama ben zaten yemek için yaÅayanlardan olduÄumdan doÄal tabii. AkÅam eve dönüŠ, pazartesi ütüleri, etrafı toplamak falan derken haftasonu bitti yine. Ama benim için güzel ve muhabbet dolu bir tatildi.
Ama dün, sabah evden sabah 8.30'da çıktım ve kısa özetini yukarıda geçtiÄim günüm bedenselden ziyade ruhi bir yorgunlukla saat 18'de bitti. Bugün enerji toplamalıyım. Yarın yine devlet dairesi ile uÄraÅacaÄım çünkü. Zaten bugün fazla iÅ de yok. Bir yemek yapılacak. O da halloldumu , kendimi bloglar dünyasına atacaÄım. Benim en büyük dopingim.
Herkese iyi bir hafta diliyorum
Cuma, Aralık 23, 2005
Ä°kinci ebeleniÅ
Denizkızı beni ebelemiÅ. Ben de sobe yapayım bakayım.
Gerçi benim oÄlum artık koca adam oldu.Neredeyse 15 yaÅında . Ama bir kez daha anneme hak veriyorum ki insanın gözünde çocuÄu bir türlü büyüyemiyormuÅ. En büyük Åansımsa oÄlumla hala daha yılıŠyılıŠsarılıp öpüÅebilmemiz. Bilirsiniz hep erkek çocuklar kendini öptürmez, sevdirmez diye bir kanı vardır. Ama biraz da benim zorumla ben oÄlumu hala küçük bebek gibi sıkıÅtırıp öperim. O da pek ses çıkarmaz. Gelelim 10 maddemize ( niye hep 10-15-20'dir.12 yada 8 madde olmaz )
1) AÅk buymuÅ. Anne-baba- sevgili- eÅ bunların sevgisi hiçbir ÅeymiÅ. Gerçekten katıksız, karÅılıksız ve bu kadar büyük bir aÅk olabileceÄini düÅünemezdim. TeÅekkürler oÄlum. Bana bu kadar büyük bir aÅk yaÅattıÄın için.
2)Ä°nanılmaz bir hoÅgörü kazandım. Bu yalnız oÄluma karÅı deÄil tüm çocuklara karÅı oluÅtu.Tüm sivriliklerim törpülendi. Benim gibi bir insana bile beklemeyi, sabretmeyi öÄretti. DüÅünsenize 10 dakikada 3 tabak yemeyi yiyip sofradan kalkan ben,ona bir lokma yemek yedirmek için saatlerce uÄraÅtım.
3)Kendi anne-babamın kıymetinin anladım. Ãünkü bugüne dek onların bana olan sevgisini, benim onlara ya da eÅime duyduÄum sevgiye göre deÄerlendiriyordum. Ama insanın kendi evladı olunca ve ona duyduÄu sevgiyi tanıyınca, anne babanın da seni nasıl sevdiÄini anlıyorsun.
4) Onun saÄlıÄı ile ilgili konularda tüm soÄukkanlılıÄımı yitiriyorum. EÄer o hastaysa , ateÅi yükselmiÅse ya da ne bileyim bir yeri kanıyorsa sırf panik oluyorum ve ne yapacaÄımı bilemeden deli danalar gibi evin içinde dolanıyorum. Etrafı azarlıyorum ki bundan en büyük payı eÅim alıyor . Velhasıl o hasta olunca ben bin beter hasta oluyorum.
5) Normal zamanda deÄil ama ne bileyim her zamanki saatinden biraz daha geç kalmıÅsa, aradıÄımda cep telefonunu açmıyorsa, anında paranoyak düÅünceler üretmeye baÅlıyorum. En soÄuk gün bile olsa balkonlarda onu beklemeye baÅlıyorum. Ama daha köÅeden döndüÄünü görür görmez içeri kaçıp, sanki hiçbirÅey olmamıŠgibi onu karÅılıyorum. Yani yiÄitliÄi de elden bırakmıyorum.
6) Yıllardır görüÅtüÄümüz aileler hep onun yaÅ grubunda çocukları olan aileler. Biz nasılsa ortak bir paydada buluÅup sohbet ortamı yaratabiliyoruz. Ãnemli olan onun da gittiÄimiz yerde sıkılmaması.
7) Onun tüm ihtiyaç ve istekleri ilk sırada. Gerçi hiç öyle arsız, sürekli birÅeyler isteyen bir çocuk olmadı. Ama zaten o söylemeden ben onun ne ihtiyacı var bilirim ve alırım. EÄer bir tasarruf yapılacaksa da bu benim ve eÅimin ihtiyaçlarından olur.
8) OÄlum olduktan sonra 3 yıl kadar hiç sinemaya gidemedim. Ondan sonraki 7 yılda yalnızca çocuk filmlerine gidebildim. Aslan Kralı 4 kez seyrederek bir rekora imza attım. Ama o filmleri sevdiÄimi de itiraf ediyorum. 10 yaÅından sonra da onu ve arkadaÅlarını sinemaya bırakıp çıkıÅta almak yine benim görevimdi. Neyse artık kendileri gidiyorlar.
9)Hala daha tüm yaÅantımız ona göre planlı. Küçükken onun mama ve uyku saatlerine göre bir yere giderdik. Åimdi de yine onun okul ve sınav programına göre kendimizi ayarlıyoruz. Bir yere gitmek, tatile çıkmak hep ona göre ayarlanıyor.
10) Tek üzüntüm onun bana en çok ihtiyaç duyduÄu bebeklik günlerinde yanında olamamamdır. ÃalıÅmak zorundaydım. DoÄumdan sonra 3 ay normal izin 1 ay da ücretsiz izin kullandım ve 4 aydan sonra bazen anneannesine bazen babaannesine bıraktık.Yine de Åanslıydık. Ãünkü onu seven insanlar ona baktı. Bir diÄer tesellim ise hiçbir zaman yatılı kalmadı. Hergün sabah bıraktık. Her akÅam da mutlaka aldık. Hiçbir haftasonunu bizlerden ayrı geçirmedi. Zaten tüm hafta akÅamdan akÅama görüÅebiliyoruz bari haftasonu birbirimize doyalım diye asla ondan ayrılmadık.
Evlat bambaÅka bir ÅeymiÅ. Allah herkese nasip etsin, olanların tümüne de saÄlıklı uzuuun ömür versin.
Ben de aklımdan geçenler ve pino 'yu ebeliyorum.
Gerçi benim oÄlum artık koca adam oldu.Neredeyse 15 yaÅında . Ama bir kez daha anneme hak veriyorum ki insanın gözünde çocuÄu bir türlü büyüyemiyormuÅ. En büyük Åansımsa oÄlumla hala daha yılıŠyılıŠsarılıp öpüÅebilmemiz. Bilirsiniz hep erkek çocuklar kendini öptürmez, sevdirmez diye bir kanı vardır. Ama biraz da benim zorumla ben oÄlumu hala küçük bebek gibi sıkıÅtırıp öperim. O da pek ses çıkarmaz. Gelelim 10 maddemize ( niye hep 10-15-20'dir.12 yada 8 madde olmaz )
1) AÅk buymuÅ. Anne-baba- sevgili- eÅ bunların sevgisi hiçbir ÅeymiÅ. Gerçekten katıksız, karÅılıksız ve bu kadar büyük bir aÅk olabileceÄini düÅünemezdim. TeÅekkürler oÄlum. Bana bu kadar büyük bir aÅk yaÅattıÄın için.
2)Ä°nanılmaz bir hoÅgörü kazandım. Bu yalnız oÄluma karÅı deÄil tüm çocuklara karÅı oluÅtu.Tüm sivriliklerim törpülendi. Benim gibi bir insana bile beklemeyi, sabretmeyi öÄretti. DüÅünsenize 10 dakikada 3 tabak yemeyi yiyip sofradan kalkan ben,ona bir lokma yemek yedirmek için saatlerce uÄraÅtım.
3)Kendi anne-babamın kıymetinin anladım. Ãünkü bugüne dek onların bana olan sevgisini, benim onlara ya da eÅime duyduÄum sevgiye göre deÄerlendiriyordum. Ama insanın kendi evladı olunca ve ona duyduÄu sevgiyi tanıyınca, anne babanın da seni nasıl sevdiÄini anlıyorsun.
4) Onun saÄlıÄı ile ilgili konularda tüm soÄukkanlılıÄımı yitiriyorum. EÄer o hastaysa , ateÅi yükselmiÅse ya da ne bileyim bir yeri kanıyorsa sırf panik oluyorum ve ne yapacaÄımı bilemeden deli danalar gibi evin içinde dolanıyorum. Etrafı azarlıyorum ki bundan en büyük payı eÅim alıyor . Velhasıl o hasta olunca ben bin beter hasta oluyorum.
5) Normal zamanda deÄil ama ne bileyim her zamanki saatinden biraz daha geç kalmıÅsa, aradıÄımda cep telefonunu açmıyorsa, anında paranoyak düÅünceler üretmeye baÅlıyorum. En soÄuk gün bile olsa balkonlarda onu beklemeye baÅlıyorum. Ama daha köÅeden döndüÄünü görür görmez içeri kaçıp, sanki hiçbirÅey olmamıŠgibi onu karÅılıyorum. Yani yiÄitliÄi de elden bırakmıyorum.
6) Yıllardır görüÅtüÄümüz aileler hep onun yaÅ grubunda çocukları olan aileler. Biz nasılsa ortak bir paydada buluÅup sohbet ortamı yaratabiliyoruz. Ãnemli olan onun da gittiÄimiz yerde sıkılmaması.
7) Onun tüm ihtiyaç ve istekleri ilk sırada. Gerçi hiç öyle arsız, sürekli birÅeyler isteyen bir çocuk olmadı. Ama zaten o söylemeden ben onun ne ihtiyacı var bilirim ve alırım. EÄer bir tasarruf yapılacaksa da bu benim ve eÅimin ihtiyaçlarından olur.
8) OÄlum olduktan sonra 3 yıl kadar hiç sinemaya gidemedim. Ondan sonraki 7 yılda yalnızca çocuk filmlerine gidebildim. Aslan Kralı 4 kez seyrederek bir rekora imza attım. Ama o filmleri sevdiÄimi de itiraf ediyorum. 10 yaÅından sonra da onu ve arkadaÅlarını sinemaya bırakıp çıkıÅta almak yine benim görevimdi. Neyse artık kendileri gidiyorlar.
9)Hala daha tüm yaÅantımız ona göre planlı. Küçükken onun mama ve uyku saatlerine göre bir yere giderdik. Åimdi de yine onun okul ve sınav programına göre kendimizi ayarlıyoruz. Bir yere gitmek, tatile çıkmak hep ona göre ayarlanıyor.
10) Tek üzüntüm onun bana en çok ihtiyaç duyduÄu bebeklik günlerinde yanında olamamamdır. ÃalıÅmak zorundaydım. DoÄumdan sonra 3 ay normal izin 1 ay da ücretsiz izin kullandım ve 4 aydan sonra bazen anneannesine bazen babaannesine bıraktık.Yine de Åanslıydık. Ãünkü onu seven insanlar ona baktı. Bir diÄer tesellim ise hiçbir zaman yatılı kalmadı. Hergün sabah bıraktık. Her akÅam da mutlaka aldık. Hiçbir haftasonunu bizlerden ayrı geçirmedi. Zaten tüm hafta akÅamdan akÅama görüÅebiliyoruz bari haftasonu birbirimize doyalım diye asla ondan ayrılmadık.
Evlat bambaÅka bir ÅeymiÅ. Allah herkese nasip etsin, olanların tümüne de saÄlıklı uzuuun ömür versin.
Ben de aklımdan geçenler ve pino 'yu ebeliyorum.
Çarşamba, Aralık 21, 2005
Haftasonu ve devamı
Haftasonu sıradandı. Cumartesi günü eÅim çalıÅtıÄı için saat 8 de kalkıÅ, kahvaltı, ortalık toparlama, biraz bilgisayara bakma. ÃÄleden sonra biraz alıÅveriÅ ve karakuzumun sınavları olduÄu için kalan saatleri birlikte ders çalıÅarak geçirme. Pazar günü sabah kahvaltısına eÅimin ablasına gittik. Anne ve babası da geldi. Biz oÄluÅumla eve döndük. Derse devam. Onlar ise anne-baba-abla-kardeÅ dörtlüsü olarak yazlıÄa gittiler. Güle güle .Beni ellemesinler de naparlarsa yapsınlar. Allahtan Åu sınavlar var da. Okulu çok seviyorum.
Bugün ise küçük bir Ä°zmir turu yaptım. ÃÄle yemeÄi için arkadaÅlarla Hisarönü'ne gittik. Küçücük dükkanların önüne alçak masa ve tabureler koyarlar. Orada meÅhur bir söÄüÅçü vardır. Ama ben söÄüŠsevmediÄimden kumpir yedim. Hava da nasıl güzel.SoÄuk ama güneÅli bir gün. Böyle havaları severim. Sıkı sıkı giyindikten sonra dıÅarıda olmayı , o kapalı yerlerde olmaya her zaman tercih ederim. Yemekten sonra da KızlaraÄası hanının ortasındaki kahvecide çay, kahve içtik. Onlar mesai için dönerlerken ben handaki dükkanlara bakındım. Eski plaklar (mesela 50-60 tane LP birarada 30 milyon gibi-Pink Floyd, Bee Gees, Ajda Pekkan vs.vs) , gümüŠtakılar, kitapçılar derken bu arada 2 tane yastık aldım. Binbir çeÅit yastık kılıfı var. Rengarenk. Ä°Ålemeli, baskılı. Ä°nsan hepsinden almak istiyor. Salondaki koltuklar için aldım aslında ama eÅim sinir oluyor. Hangi koltuÄa otursa oradaki yastıÄı baÅka bir koltuÄa atar. Bense çok seviyorum.
Åimdi de evde bilgisayar baÅındayım. Biraz bloglara baktım. Kendi postumu yazayım , sonra sırada yemek var. Bugün ıspanak yapacaÄım , yanına herhalde çorba yaparım. Makarna ya da pilav hoÅ olmaz. Evet, kadınların en büyük sorunsalıdır bu;ne piÅirsem? Annem hep "Zor olan ne piÅireceÄine karar vermek. Bana yemeÄin adını söyleyin yeter, piÅirmekte ne zorluk var ki" derdi. HaklıymıŠya. Ãmrüm hep anneme hak vermekle mi geçecek,nedir?
Bugün ise küçük bir Ä°zmir turu yaptım. ÃÄle yemeÄi için arkadaÅlarla Hisarönü'ne gittik. Küçücük dükkanların önüne alçak masa ve tabureler koyarlar. Orada meÅhur bir söÄüÅçü vardır. Ama ben söÄüŠsevmediÄimden kumpir yedim. Hava da nasıl güzel.SoÄuk ama güneÅli bir gün. Böyle havaları severim. Sıkı sıkı giyindikten sonra dıÅarıda olmayı , o kapalı yerlerde olmaya her zaman tercih ederim. Yemekten sonra da KızlaraÄası hanının ortasındaki kahvecide çay, kahve içtik. Onlar mesai için dönerlerken ben handaki dükkanlara bakındım. Eski plaklar (mesela 50-60 tane LP birarada 30 milyon gibi-Pink Floyd, Bee Gees, Ajda Pekkan vs.vs) , gümüŠtakılar, kitapçılar derken bu arada 2 tane yastık aldım. Binbir çeÅit yastık kılıfı var. Rengarenk. Ä°Ålemeli, baskılı. Ä°nsan hepsinden almak istiyor. Salondaki koltuklar için aldım aslında ama eÅim sinir oluyor. Hangi koltuÄa otursa oradaki yastıÄı baÅka bir koltuÄa atar. Bense çok seviyorum.
Åimdi de evde bilgisayar baÅındayım. Biraz bloglara baktım. Kendi postumu yazayım , sonra sırada yemek var. Bugün ıspanak yapacaÄım , yanına herhalde çorba yaparım. Makarna ya da pilav hoÅ olmaz. Evet, kadınların en büyük sorunsalıdır bu;ne piÅirsem? Annem hep "Zor olan ne piÅireceÄine karar vermek. Bana yemeÄin adını söyleyin yeter, piÅirmekte ne zorluk var ki" derdi. HaklıymıŠya. Ãmrüm hep anneme hak vermekle mi geçecek,nedir?
Cuma, Aralık 16, 2005
İtinayla yemek yakılır.
Dün vardı bir beceriksizlik üzerimde. Gerçi buna yemekleri, koÅuÅturmanın arasındaki dar vakitlere sıkıÅtırma gayreti neden oldu. Ãnce yemeÄi yaktım. Niye? Ãabuk piÅsin diye harlı ateÅte piÅireyim dedim ama bu arada baÅka iÅleri yapmaya dalınca, biraz yaktım. Neyse saÄlam kalanları baÅka bir tencereye aktarıp durumu idare ettim. AkÅamüzeri babam uÄradı. "Hadi çay yapayım. Pasta var. Yanına da milföy böreÄi piÅireyim" deyip milföyleri fırına koydum. Babam istemedi."Bu ara göbeÄim çok çıktı. Ben evden 5 çayından kaçtım. Sakın bi Åey çıkarma, yemeyeceÄim" dedi. Ben de çayın altını kapattım ama fırını kapatmayı unutmuÅum. Sonra hafif bir yanık kokusu gelmeye baÅladı mutfaktan. Neyse onları da yalnızca altları yanmıŠolarak kurtardım. Valla emeÄime kıyıp atamadım. Kimse okumazsa ben okurum hesabı kimse yemezse ben yerim, napalım. Bir günde 2 kere yemek yakmakta kimseye nasip olmaz herhalde. Bravo bana!
Dün akÅam 11.30'dan sonra TRT 2'de Chris de Burgh konseri vardı. Severim keratayı. Hey gidi günler hey deyip deyip izledim. Bi de TRT gene onyüzmilyonbininci kez "Yeditepe Ä°stanbul" dizisini veriyor.Ben de bu sıcak mahalle dizisini tekrar tekrar seyretmekten vazgeçmiyorum. Düzenli olarak takip etmiyorum . Daha önce o kadar çok izlemiÅimki dizinin herhangi bir sahnesini bile görsem nerede olduÄunu hatırlıyorum. Herhalde bana çocukluk günlerimdeki o sıcak ortamı hatırlattıÄı için bu kadar seviyorum. Herkes de rolüne cuk oturmuÅ. Ãok sıcak içten bir dizi, bana göre.
Bu akÅam TRT 1'de çok güzel bir film var "Ä°nce Kırmızı Hat - Thin Red Line " Kadro muhteÅem, konu da süper. Tavsiye ederim. Hem saati de çok uygun. Haber sonrası hemen baÅlıyor. Haber sonrası sevdiÄim bir program olunca benim için kötü oluyor. Genelde biz o saatlerde yemekten henüz kalkmıŠoluyoruz. Tabi sofra toplanamadan hop koltuÄa zıplıyorum. Bir taraftan da o masa gözümü rahatsız ediyor. Ä°yice de gevÅiyorum. Ä°lk reklam arasında (en sevdiÄim reklam kuÅaÄı bu saatteki oluyor,bana sofra toplama fırsatı verdiÄi için) sofrayı topluyoruz ama ölüm geliyor o koltuktan kalkmak.
Valla ben tembel deÄilimdir ama pilim bitiyor demek ki o saatlerde. Benim pil Cuma akÅamları biter tam olarak. ÃalıÅırken tüm arkadaÅlar Cuma akÅamı için gezme planları yaparlarken benim en büyük planımsa eve gidip, birÅeyler yiyip, banyo yapıp sonra da erkenden tv karÅısında uyumak olurdu. Ama emekli olunca artık CumaymıÅ, CumartesiymiŠönemi kalmıyor.Her an uyuma ve dinlenme olanaÄı oluyor insanın. Neyse emekliliÄin de böyle bir yararını bulmuÅ oldum. Hayır, hala kendimi emekliliÄin iyi birÅey olduÄuna inandırmaya çalıÅıyorum da...
Dün akÅam 11.30'dan sonra TRT 2'de Chris de Burgh konseri vardı. Severim keratayı. Hey gidi günler hey deyip deyip izledim. Bi de TRT gene onyüzmilyonbininci kez "Yeditepe Ä°stanbul" dizisini veriyor.Ben de bu sıcak mahalle dizisini tekrar tekrar seyretmekten vazgeçmiyorum. Düzenli olarak takip etmiyorum . Daha önce o kadar çok izlemiÅimki dizinin herhangi bir sahnesini bile görsem nerede olduÄunu hatırlıyorum. Herhalde bana çocukluk günlerimdeki o sıcak ortamı hatırlattıÄı için bu kadar seviyorum. Herkes de rolüne cuk oturmuÅ. Ãok sıcak içten bir dizi, bana göre.
Bu akÅam TRT 1'de çok güzel bir film var "Ä°nce Kırmızı Hat - Thin Red Line " Kadro muhteÅem, konu da süper. Tavsiye ederim. Hem saati de çok uygun. Haber sonrası hemen baÅlıyor. Haber sonrası sevdiÄim bir program olunca benim için kötü oluyor. Genelde biz o saatlerde yemekten henüz kalkmıŠoluyoruz. Tabi sofra toplanamadan hop koltuÄa zıplıyorum. Bir taraftan da o masa gözümü rahatsız ediyor. Ä°yice de gevÅiyorum. Ä°lk reklam arasında (en sevdiÄim reklam kuÅaÄı bu saatteki oluyor,bana sofra toplama fırsatı verdiÄi için) sofrayı topluyoruz ama ölüm geliyor o koltuktan kalkmak.
Valla ben tembel deÄilimdir ama pilim bitiyor demek ki o saatlerde. Benim pil Cuma akÅamları biter tam olarak. ÃalıÅırken tüm arkadaÅlar Cuma akÅamı için gezme planları yaparlarken benim en büyük planımsa eve gidip, birÅeyler yiyip, banyo yapıp sonra da erkenden tv karÅısında uyumak olurdu. Ama emekli olunca artık CumaymıÅ, CumartesiymiŠönemi kalmıyor.Her an uyuma ve dinlenme olanaÄı oluyor insanın. Neyse emekliliÄin de böyle bir yararını bulmuÅ oldum. Hayır, hala kendimi emekliliÄin iyi birÅey olduÄuna inandırmaya çalıÅıyorum da...
Çarşamba, Aralık 14, 2005
Dün
Dün çok güzel bir gündü. ArkadaÅlarla Pasaportta buluÅtuk.(Bu Pasaport konusuna aÅaÄıda ayrıca deÄineceÄim) Tek çalıÅanımız o civarda çalıÅıyor çünkü. Onu iÅ yerinden aldık. Bu arada öÄle yemeÄi çıkıÅı olduÄundan daha bir sürü arkadaÅ görüp onlarla da öpüÅüp, iki kelam ettik. Ordan Konak Pier'deki Dost Pide'ye gittik. Dost Pide aslında ilk olarak ÃeÅme'de açılmıŠbir yer. Yıllardır nefis yemekleri ile hizmet veriyor. Sanırım Ä°zmir'e Åube açılalı birkaç ay oldu. Hava nasıl güzel, günlük güneÅlik anlatamam. DıÅarıda deniz kıyısında oturduk. Ben meÅhur kiremitte köfteden yedim. ArkadaÅlarımsa döner ve lahmacun istediler. Yemek üstü kahve ve çaylar da içildi. Tabi çalıÅanımız mesaisi baÅına dönerken biz iki emekli muhabbete devam ettik. Daha sonra ayrıldık. Ben vapura gitmeyi düÅünüyordum ama ben iskeleye doÄru yürürken baktım,vapur kalkmıŠbile.(Saatim geri galiba) Bunun üzerine otobüse yöneldim.
Alaybey'den geçerken bir Ariston bayisi görünce nasılsa ordan eve yürüyerekte gidebilirim diye hemen indim. DoÄru bayiye gittim. HemAriston hem de Teba satıyorlarmıÅ. Teba fazla yaygın olmamakla birlikte (daha çok yurtdıÅına -Ãin'e- ihraç ediyorlar.) bankadayken portföyümde olduÄu için iyi bildiÄim bir marka. Aslında Åu an ankastre ürünler konusunda yaptıÄım araÅtırmada da hem daha iyi özellikleri olup (digital saat,program sayısı vb) hem fiyatı en düÅük olan Teba. Bir arkadaÅım da kullandıÄını ve memnun olduÄunu söyledi. Neyse daha vaktim var,aceleye mahal yok.
Gelelim Pasaport'a. Bu dünyada en sevdiÄim yer. Hep söylerim. Ben kent çocuÄuyum. Egzos solumazsam rahat edemem diye. Ãyle,köy , çiftlik,ekeyim biçeyim pek sevdiÄim aktiviteler deÄildir. Bu tür yerlerde bir Pazar gününü geçirmek bile benim için yeterlidir. Pasaport ise hayatıma 17 yaÅımdayken giren ve yalnızca 3 yıllık bir kesinti dıÅında tüm okul ve iÅ yaÅantımı sürdürdüÄüm yer. Ben Ä°ktisat'ı bitirdim. Ve bizim okulumuz Åu an Rektörlük binasına dönüÅtürülen Ä°zmir Sinemasının karÅısındaki binaydı. 4 yıl orada okudum. Her gün vapurla Pasaport'a geçer,akÅam da dönerdim. ÃmeraÄa (cafe), Ä°zmir Sineması , Sisi (cafe) , La Sera (cafe) , baharda Ä°zmir Fuarı ve mini golf hep bizim 4. anfilerimizdi(Okulda 3 anfi olduÄundan öÄrencilerin gittiÄi bu yerlere 4.anfi denirdi.) . Ä°Åe girdim. ÃalıÅtıÄım tüm Åubeler hep o civardaydı. Yalnızca 3 yıl , baÅka bir Åubede iken güzel yerimden ayrı kaldım ama son dönem yine aynı çevreye geri döndüm. ÃÄlenleri havanın elverdiÄi her an yemekten sonra hemen Pasaport Kahveye gider çay ya da kahve eÅliÄinde deniz kenarında arkadaÅlarla muhabbet ederdik. Bazen tost türü bir Åeyler alıp,direkt yemeÄi orada yerdik. Hiçbir Åey yapmasak Kordon'da deniz kıyısında öÄle arasında bir yürüyüŠbile insanın moralini düzeltiyor. Gerçi havanın güzel olduÄu günlerde "Åimdi iÅe mi dönülür?" diye çok sızlandıÄımız da olurdu, o ayrı.
Åimdi bile herhangi bir nedenle Pasaport'a geçince, eÄer zamanım uygunsa indiÄimde, deÄilse dönerken vapura binmeden önce mutlaka Pasaport Kahve'ye uÄrar , özellikle deniz kenarı bir yere oturup fincanda çayımı söylerim. Martı sesleri, denizin fıÅırtıları arasında sessiz sakin çayımı yudumlar, vapuru beklerim. Bu beni ve ruhumu dinlendiren , en sevdiÄim Åeylerden biri.
Neyse , bu kadar Pasaport muhabbeti yeter. Gelelim bugüne. Kaç gündür boÅladıÄım iÅleri yapmam lazım. Ãtüler daÄ gibi birikti. Her sabah daÄın içinden 2 beyaz gömlek seçip bir oÄluma ,bir eÅime ütüleyip geçiÅtiriyorum. Ama böyle olmayacak. Bugün biraz iÅ yapmak lazım. Bugün yılın ilk kapuskasını piÅirmek istiyorum. Biraz da acılı yapınca eÅim de ben de çok seviyoruz. Karakuzum nasılsa böyle Åeyler yemez. Ona yine köfte yaparım. Annemin tabiri ile "ayrı seçi" oluyor. Salona elektrik süpürgesi yapmak lazım. Heryer patlamıŠmısır kırıntısı içinde. Lavabolar ovulacak. Oooohh,iŠçokmuÅ.Ben hala post yazmakla iÅtigal ediyorum.
Bana kolay gelsin,görüÅmek üzere...
Alaybey'den geçerken bir Ariston bayisi görünce nasılsa ordan eve yürüyerekte gidebilirim diye hemen indim. DoÄru bayiye gittim. HemAriston hem de Teba satıyorlarmıÅ. Teba fazla yaygın olmamakla birlikte (daha çok yurtdıÅına -Ãin'e- ihraç ediyorlar.) bankadayken portföyümde olduÄu için iyi bildiÄim bir marka. Aslında Åu an ankastre ürünler konusunda yaptıÄım araÅtırmada da hem daha iyi özellikleri olup (digital saat,program sayısı vb) hem fiyatı en düÅük olan Teba. Bir arkadaÅım da kullandıÄını ve memnun olduÄunu söyledi. Neyse daha vaktim var,aceleye mahal yok.
Gelelim Pasaport'a. Bu dünyada en sevdiÄim yer. Hep söylerim. Ben kent çocuÄuyum. Egzos solumazsam rahat edemem diye. Ãyle,köy , çiftlik,ekeyim biçeyim pek sevdiÄim aktiviteler deÄildir. Bu tür yerlerde bir Pazar gününü geçirmek bile benim için yeterlidir. Pasaport ise hayatıma 17 yaÅımdayken giren ve yalnızca 3 yıllık bir kesinti dıÅında tüm okul ve iÅ yaÅantımı sürdürdüÄüm yer. Ben Ä°ktisat'ı bitirdim. Ve bizim okulumuz Åu an Rektörlük binasına dönüÅtürülen Ä°zmir Sinemasının karÅısındaki binaydı. 4 yıl orada okudum. Her gün vapurla Pasaport'a geçer,akÅam da dönerdim. ÃmeraÄa (cafe), Ä°zmir Sineması , Sisi (cafe) , La Sera (cafe) , baharda Ä°zmir Fuarı ve mini golf hep bizim 4. anfilerimizdi(Okulda 3 anfi olduÄundan öÄrencilerin gittiÄi bu yerlere 4.anfi denirdi.) . Ä°Åe girdim. ÃalıÅtıÄım tüm Åubeler hep o civardaydı. Yalnızca 3 yıl , baÅka bir Åubede iken güzel yerimden ayrı kaldım ama son dönem yine aynı çevreye geri döndüm. ÃÄlenleri havanın elverdiÄi her an yemekten sonra hemen Pasaport Kahveye gider çay ya da kahve eÅliÄinde deniz kenarında arkadaÅlarla muhabbet ederdik. Bazen tost türü bir Åeyler alıp,direkt yemeÄi orada yerdik. Hiçbir Åey yapmasak Kordon'da deniz kıyısında öÄle arasında bir yürüyüŠbile insanın moralini düzeltiyor. Gerçi havanın güzel olduÄu günlerde "Åimdi iÅe mi dönülür?" diye çok sızlandıÄımız da olurdu, o ayrı.
Åimdi bile herhangi bir nedenle Pasaport'a geçince, eÄer zamanım uygunsa indiÄimde, deÄilse dönerken vapura binmeden önce mutlaka Pasaport Kahve'ye uÄrar , özellikle deniz kenarı bir yere oturup fincanda çayımı söylerim. Martı sesleri, denizin fıÅırtıları arasında sessiz sakin çayımı yudumlar, vapuru beklerim. Bu beni ve ruhumu dinlendiren , en sevdiÄim Åeylerden biri.
Neyse , bu kadar Pasaport muhabbeti yeter. Gelelim bugüne. Kaç gündür boÅladıÄım iÅleri yapmam lazım. Ãtüler daÄ gibi birikti. Her sabah daÄın içinden 2 beyaz gömlek seçip bir oÄluma ,bir eÅime ütüleyip geçiÅtiriyorum. Ama böyle olmayacak. Bugün biraz iÅ yapmak lazım. Bugün yılın ilk kapuskasını piÅirmek istiyorum. Biraz da acılı yapınca eÅim de ben de çok seviyoruz. Karakuzum nasılsa böyle Åeyler yemez. Ona yine köfte yaparım. Annemin tabiri ile "ayrı seçi" oluyor. Salona elektrik süpürgesi yapmak lazım. Heryer patlamıŠmısır kırıntısı içinde. Lavabolar ovulacak. Oooohh,iŠçokmuÅ.Ben hala post yazmakla iÅtigal ediyorum.
Bana kolay gelsin,görüÅmek üzere...
Salı, Aralık 13, 2005
BuluÅma
Bugün eski çalıÅma yerinden arkadaÅlarla buluÅucaz. Kankayızdır üçümüz. Ben emekliydim. DiÄer arkadaÅım da yeni emekli oldu. Åu an tek çalıÅanımız var. O yüzden buluÅma yine saat 12.30 da. Ancak biz 2 emekli öÄle tatili ile sınırlı kalmaz, sohbete devam ederiz.
Bugün buluÅacaÄız diye yemek iÅini sabahtan bitireyim dedim. Aslında hiç sevmem sabah sabah soÄan kokusunu ama el mahkum. Ben genellikle yarım ya da bir kilo kıyma alır ,kavururum ve bunu dolaba atarım. Sonra da azar azar alır, (bir gün önceden mutlaka ayarlamıŠolurum) üzerine herhangi bir sebzeyi doÄrarım. Bugünkü sebzemiz karnıbahar. Kıymalı karnıbaharı severim. Yanına da pilav , misss.
Yemek piÅsin, çıkıp arkadaÅlarıma kitap ve kitap ayıracı almak istiyorum. KarÅıyaka'da Pan Kitapevi diye bir yer var.Orada çok mutlu oluyorum. Vitrin boydan boya cam, içeriden dıÅarıyı,dıÅarıdan da içeriyi rahatça görebiliyorsunuz. İçeride tüm raflar ve yerler aÄaç. Genellikle sessiz olur ve arkadan hafif bir müzik sesi vardır.Bazen orada bütün gün dolanıp, tüm kitaplara bakmak istiyorum. CD ve kaset de satıyorlar ama bu konuda sanırım çok iddialı deÄiller. Ãünkü çeÅit sayısı çok deÄil. Mutlu olduÄum yerlerden biri. Ticarete yatkın deÄilim ve böyle bir projem yok. Ama olsaydı herhalde ben de mutlaka bir kitapçı açardım. Ama kitapları okumaktan müÅteriye hizmet veremezdim , o baÅka.
Bu arada bir de birkaç beyaz eÅya maÄazası gezip, ankastre ürün fiyatlarına ve ödeme koÅullarına bakacaÄım. Malum tadilat var ya.
BuluÅmayı ve piyasa araÅtırmamı da yarın yazarım (umarım)
Bugün buluÅacaÄız diye yemek iÅini sabahtan bitireyim dedim. Aslında hiç sevmem sabah sabah soÄan kokusunu ama el mahkum. Ben genellikle yarım ya da bir kilo kıyma alır ,kavururum ve bunu dolaba atarım. Sonra da azar azar alır, (bir gün önceden mutlaka ayarlamıŠolurum) üzerine herhangi bir sebzeyi doÄrarım. Bugünkü sebzemiz karnıbahar. Kıymalı karnıbaharı severim. Yanına da pilav , misss.
Yemek piÅsin, çıkıp arkadaÅlarıma kitap ve kitap ayıracı almak istiyorum. KarÅıyaka'da Pan Kitapevi diye bir yer var.Orada çok mutlu oluyorum. Vitrin boydan boya cam, içeriden dıÅarıyı,dıÅarıdan da içeriyi rahatça görebiliyorsunuz. İçeride tüm raflar ve yerler aÄaç. Genellikle sessiz olur ve arkadan hafif bir müzik sesi vardır.Bazen orada bütün gün dolanıp, tüm kitaplara bakmak istiyorum. CD ve kaset de satıyorlar ama bu konuda sanırım çok iddialı deÄiller. Ãünkü çeÅit sayısı çok deÄil. Mutlu olduÄum yerlerden biri. Ticarete yatkın deÄilim ve böyle bir projem yok. Ama olsaydı herhalde ben de mutlaka bir kitapçı açardım. Ama kitapları okumaktan müÅteriye hizmet veremezdim , o baÅka.
Bu arada bir de birkaç beyaz eÅya maÄazası gezip, ankastre ürün fiyatlarına ve ödeme koÅullarına bakacaÄım. Malum tadilat var ya.
BuluÅmayı ve piyasa araÅtırmamı da yarın yazarım (umarım)
Pazar, Aralık 11, 2005
Merhaba
Uzun süredir yazamadım,biliyorum.Ama hayırlı haberlerle dönüyorum.
Bir ev aldık.Åimdi de onun tadilat iÅlemlerine baÅlamak istiyoruz. Ev almak , gerçekten zor zenaatmıÅ. Bir gün önceden ev sahibi ile konuÅ. Parayı nasıl ödeme yapacaÄını kararlaÅtır. Tapu iÅlemleri, paranın ödemesi falan derken 2 gün onunla geçti. Evi alınca da nerdeyse Ä°zmir'deki yok yok abarttım, KarÅıyaka'daki tüm dekorasyoncuları dolaÅ, eve götür,ölçsünler, biçsinler, proje yapsınlar ve fiyat versinler. KardeÅim,bu kadar mı farklı fiyatlandırma olur? Malzeme belli. Projeler aÅaÄı yukarı aynı. Ä°stenenler belli. Arada 3-5 milyarlık fark olur mu? Sonuçta MDF heryerde MDF. Ama süper bir tadilat kültürüm oluÅtu. Bunu hemen paraya tahvil etmeli. Ben de bir dekorasyon- tadilat dükkanı açıcam. Nasılsa nerden hangi ustayı bulacaÄımı da biliyorum.
Bu akÅam arkadaÅlar gelecek.Sabah 11'de gittiÄim tadilatçıdan eve 3 gibi dönebildim.O saatten sonra etrafı topla, lavaboları ov, börek, kısır ve pasta yap. Ayaklarım dibime vurdu valla. Allahtan gelenler yakın arkadaÅlar. Kimse oturup ayaÄına hizmet beklemez.Hep birlikte yer,hep birlikte toplarız.O yüzden ancak akÅam onlar gelince dinlenebilicem. Bu arada beyazlar çamaÅır makinesinde dönüyor. Birazdan onları da asmak lazım. Bir çamaÅırları asmak, iki bulaÅık makinasından yıkananları çıkarmak. Ãok sinir ediyor beni. Yok mu bunları direkt yapacak bir alet ya?
Bir ev aldık.Åimdi de onun tadilat iÅlemlerine baÅlamak istiyoruz. Ev almak , gerçekten zor zenaatmıÅ. Bir gün önceden ev sahibi ile konuÅ. Parayı nasıl ödeme yapacaÄını kararlaÅtır. Tapu iÅlemleri, paranın ödemesi falan derken 2 gün onunla geçti. Evi alınca da nerdeyse Ä°zmir'deki yok yok abarttım, KarÅıyaka'daki tüm dekorasyoncuları dolaÅ, eve götür,ölçsünler, biçsinler, proje yapsınlar ve fiyat versinler. KardeÅim,bu kadar mı farklı fiyatlandırma olur? Malzeme belli. Projeler aÅaÄı yukarı aynı. Ä°stenenler belli. Arada 3-5 milyarlık fark olur mu? Sonuçta MDF heryerde MDF. Ama süper bir tadilat kültürüm oluÅtu. Bunu hemen paraya tahvil etmeli. Ben de bir dekorasyon- tadilat dükkanı açıcam. Nasılsa nerden hangi ustayı bulacaÄımı da biliyorum.
Bu akÅam arkadaÅlar gelecek.Sabah 11'de gittiÄim tadilatçıdan eve 3 gibi dönebildim.O saatten sonra etrafı topla, lavaboları ov, börek, kısır ve pasta yap. Ayaklarım dibime vurdu valla. Allahtan gelenler yakın arkadaÅlar. Kimse oturup ayaÄına hizmet beklemez.Hep birlikte yer,hep birlikte toplarız.O yüzden ancak akÅam onlar gelince dinlenebilicem. Bu arada beyazlar çamaÅır makinesinde dönüyor. Birazdan onları da asmak lazım. Bir çamaÅırları asmak, iki bulaÅık makinasından yıkananları çıkarmak. Ãok sinir ediyor beni. Yok mu bunları direkt yapacak bir alet ya?
Cumartesi, Aralık 03, 2005
Bu Kez de Kayınaile Sorunsalı
Sevgili Blog,
Dün oÄlunu çekiÅtirdim,bugün sıra ailesinde.
Kayınvalidem her zaman iÅini bilen,herÅeyi kendi isteÄi doÄrultusunda ama tatlı dille yaptıran biri.Yani birÅeyi yapmak istemesen bile o kadar tatlı ve rica ederek istiyor ki reddetmek çok zor hatta bazen ayıp oluyor. Ama öyle Åeyler yapıyor ki bazen kan beynime çıkıyor. ÃrneÄin, daha benim karakuzum 2-3 yaÅlarındayken görümcemin o zamanlar 9 ve 11 yaÅlarında olan çocuklarını da alır, Cuma akÅamından bize yatılı gelirlerdi. Ãstelik aynı Åehri bırakın aynı semt içindeyiz. Ev yürüme mesafesi ile 10 dakika tutmuyor. Sen torunlarını birlikte görmek istiyorsan al hepsini kendi evine , orada bak madem. Yok, burda tabi salak bir çenebaz var. Benim gelinimin eli çabuktur, marifetlidir diye gaz da ver. Evde 7 kiÅiye durmadan yemek piÅir, sofra kur, sofra kaldır, yatak yap, sabah onları topla. AkÅamları TV karÅısında çerez, meyve, çay servisi yap. Aslında amaç, çalıÅan kızını rahat ettirmek. Haftasonu onları eÅi ile baÅbaÅa bırakmak. Ama bizim özel hayatımız olamaz. Bir kere bizimkini alıp, onlara yatılı gitmedi. Zaten istese de ben bırakmazdım ya.
Kayınpederim ise eski zaman babası, tam bir despot. O parmaÄını ÅıklattıÄında biz onlara gitmeliyiz, bir daha Åıklatınca hep beraber tatil yapmalıyız. OÄlu bile onun anlayıÅsızlıÄından rahatsız. EÅim iÅi gereÄi hergün en az 200-300 km yol yapıyor. AkÅam 7.30 gibi evde oluyor. O saatte telefon. Hadi bize gelin. Ya, biz hafta içi pek dıÅarı çıkmak istemiyoruz. EÅ yorgun, çocuÄun dersler, sınavlar var. Tabi onlar emekli. Bütün gün evde canları sıkılıyor. Biz gidip lala paÅalık yapıcaz, onları eÄlendiricez. Hayır, ilginç olansa gittiÄimizde de son ses açık televizyon izleniyor. Ne muhabbet ne bir Åey. Sadece ben yine ayakta, çay servisinde. TV seyredecek olduktan sonra evim bana battı mı? Uzatır bacaÄımı rahat rahat seyrederim yani. OÄlu gelemeyiz falan deyince de buz gibi bir sesle "siz bilirsiniz" deyip telefonu çat diye yüzüne kapatır. Bi alıngan,bi alıngan yani..
Ve son olarak gelelim görümceme. Görümcem önceleri benim arkadaÅımdı. Daha sonra biz kardeÅi ile iÅleri ilerlettik. O nedenle onu hiç bir zaman görümce gibi göremedim. Hep arkadaÅım oldu. Gerçekten görümcemi severim. Birbirimizle dertleÅiriz. Anne-babasının hakkından iyi gelir. Olaylara objektif yaklaÅır ve onlara gereken cevapları verir. Anne-babası olmasına raÄmen her hafta sonu onlara gitmez. Biz ailece bir Åeyler yapacaÄız der ve tavrını koyar (Yani benim eÅimin yapamadıÄı Åeyler) Bize fazla karıÅılınca ailesine karıÅmamaları için müdahale eder. Velhasıl genel olarak benden yanadır. Ãocuklarını da seviyorum.Onları ilk tanıdıÄımda biri 2 diÄeri 4 yaÅındaydı. Åimdi ikisi de üniversite öÄrencisi , 20'li yaÅlarındalar. Ä°kisi de düzgün çocuklar. DoÄruya doÄru, severim kerataları. Tek sevmediÄim görümcemin eÅi ama onu zaten hiç kimse sevmiyor. Geçimsiz ve ukala bir insan. HerÅeyi ben bilirim cinsinden.Neyse herkesle kötü olduÄuna göre demek ki problem onda.
Ä°Åte sevgili blog,bunlar eÅimin ailesi. Onun tabiri ile kanları,canları ve hayatında ilk sırayı bizimle paylaÅanlar.
Dün oÄlunu çekiÅtirdim,bugün sıra ailesinde.
Kayınvalidem her zaman iÅini bilen,herÅeyi kendi isteÄi doÄrultusunda ama tatlı dille yaptıran biri.Yani birÅeyi yapmak istemesen bile o kadar tatlı ve rica ederek istiyor ki reddetmek çok zor hatta bazen ayıp oluyor. Ama öyle Åeyler yapıyor ki bazen kan beynime çıkıyor. ÃrneÄin, daha benim karakuzum 2-3 yaÅlarındayken görümcemin o zamanlar 9 ve 11 yaÅlarında olan çocuklarını da alır, Cuma akÅamından bize yatılı gelirlerdi. Ãstelik aynı Åehri bırakın aynı semt içindeyiz. Ev yürüme mesafesi ile 10 dakika tutmuyor. Sen torunlarını birlikte görmek istiyorsan al hepsini kendi evine , orada bak madem. Yok, burda tabi salak bir çenebaz var. Benim gelinimin eli çabuktur, marifetlidir diye gaz da ver. Evde 7 kiÅiye durmadan yemek piÅir, sofra kur, sofra kaldır, yatak yap, sabah onları topla. AkÅamları TV karÅısında çerez, meyve, çay servisi yap. Aslında amaç, çalıÅan kızını rahat ettirmek. Haftasonu onları eÅi ile baÅbaÅa bırakmak. Ama bizim özel hayatımız olamaz. Bir kere bizimkini alıp, onlara yatılı gitmedi. Zaten istese de ben bırakmazdım ya.
Kayınpederim ise eski zaman babası, tam bir despot. O parmaÄını ÅıklattıÄında biz onlara gitmeliyiz, bir daha Åıklatınca hep beraber tatil yapmalıyız. OÄlu bile onun anlayıÅsızlıÄından rahatsız. EÅim iÅi gereÄi hergün en az 200-300 km yol yapıyor. AkÅam 7.30 gibi evde oluyor. O saatte telefon. Hadi bize gelin. Ya, biz hafta içi pek dıÅarı çıkmak istemiyoruz. EÅ yorgun, çocuÄun dersler, sınavlar var. Tabi onlar emekli. Bütün gün evde canları sıkılıyor. Biz gidip lala paÅalık yapıcaz, onları eÄlendiricez. Hayır, ilginç olansa gittiÄimizde de son ses açık televizyon izleniyor. Ne muhabbet ne bir Åey. Sadece ben yine ayakta, çay servisinde. TV seyredecek olduktan sonra evim bana battı mı? Uzatır bacaÄımı rahat rahat seyrederim yani. OÄlu gelemeyiz falan deyince de buz gibi bir sesle "siz bilirsiniz" deyip telefonu çat diye yüzüne kapatır. Bi alıngan,bi alıngan yani..
Ve son olarak gelelim görümceme. Görümcem önceleri benim arkadaÅımdı. Daha sonra biz kardeÅi ile iÅleri ilerlettik. O nedenle onu hiç bir zaman görümce gibi göremedim. Hep arkadaÅım oldu. Gerçekten görümcemi severim. Birbirimizle dertleÅiriz. Anne-babasının hakkından iyi gelir. Olaylara objektif yaklaÅır ve onlara gereken cevapları verir. Anne-babası olmasına raÄmen her hafta sonu onlara gitmez. Biz ailece bir Åeyler yapacaÄız der ve tavrını koyar (Yani benim eÅimin yapamadıÄı Åeyler) Bize fazla karıÅılınca ailesine karıÅmamaları için müdahale eder. Velhasıl genel olarak benden yanadır. Ãocuklarını da seviyorum.Onları ilk tanıdıÄımda biri 2 diÄeri 4 yaÅındaydı. Åimdi ikisi de üniversite öÄrencisi , 20'li yaÅlarındalar. Ä°kisi de düzgün çocuklar. DoÄruya doÄru, severim kerataları. Tek sevmediÄim görümcemin eÅi ama onu zaten hiç kimse sevmiyor. Geçimsiz ve ukala bir insan. HerÅeyi ben bilirim cinsinden.Neyse herkesle kötü olduÄuna göre demek ki problem onda.
Ä°Åte sevgili blog,bunlar eÅimin ailesi. Onun tabiri ile kanları,canları ve hayatında ilk sırayı bizimle paylaÅanlar.
Cuma, Aralık 02, 2005
Kocasal Sorunlar
Sevgili blog,
ÃalıÅırken yıllarca kız arkadaÅlarla kocaları çekiÅtirdik.Åimdi bakıyorum, bloglar aleminde de bir koca sorunu,sorma gitsin.
Dün oÄlumla muhabbet ederken konu döndü dolaÅtı evliliÄe geldi(Kendileri 15 yaÅındalar) "Anne,sen neden babamla evlendin?Tamamen birbirinin tersi 2 insansınız ." dedi.
Bu soruya tek yanıtım var "AÅkın gözü kördür."
Ama o günkü duygularım da aÅk mıydı,Åimdi düÅününce emin olamıyorum.
EÅim,tek satır kitap okumaz,sinemaya ve tiyatroya gitmez, gitse de uyur ya da mızmızlanır. Hiçbir arkadaÅ dost toplantısı sevmez. Herkeste kusur bulur, beÄenmez, konuÅmaya deÄer bulmaz. Ama yalakalık yapmak için bayramda patronuna ille de gidelim diye ısrar eder.Ben de prensip olarak bu tür Åeyleri sevmediÄimden gitmem,her bayram cıngar çıkar.Klasik müzik onun için gıygıdıgıygıy'dır.Zaten tüm bunları "Benim hayat damarlarımdan biri kopuk" sözü ile ifade eder.
Biz evlenmeden önce tüm bu olumsuzluklar konusunda hem arkadaŠçevrem hem de ailem beni uyardı ama ben "Yok,ben onu deÄiÅtiririm" dedim ama o beni deÄiÅtirdi.Zevklerimi deÄil elbet ama bu dediÄim faaliyetlerin çoÄunu yapamıyarak bir yanım öldü.Zaten çalıÅırken haftaiçi akÅamları pek birÅey yapamıyor insan.O tek haftasonunda da mutlaka sevgili anne ve babacıÄı ziyaret edildi.Gidilmeyince kıyamet koparıldı,huzur sıfıra hatta eksilere indirildi. Ãekirdek aile olarak genellikle pek bir faaliyet yapılamadı.Hep onun sülalesi ile vakit geçirildi.Ha,neden bunları kabul ettin,sustun dersen, ne bileyim?Hep karÅımdakini üzmemek,eÅimin ailesine ve isteklerine saygı göstermek üzere eÄitildiÄimden hatta hala daha ailem "aman kızım,onlar büyük,isteklerine saygı göster" diye tembihlediÄinden ,gözüm biraz geç açıldı.Hala daha onları direkt olarak "ben bu hafta sonu gelmek istemiyorum" diye deÄil de "oÄlanın sınavı var,kursu var gibi " onları üzmeyecek bahanelerle reddediyorum.
Zamanla insan akıllanıyor ama bu arada hem kendi hem evliliÄi yıpranıyor. Kırılan Åeyler tamir olmuyor. Ne kadar yapıÅtırsan da en küçük darbede yeniden tuzla buz oluyor.
Ben kendime oÄlumla 2 kiÅilik bir dünya kurdum.Haftasonu oldu mu "oÄlanın sınavı "deyip onunla gitmiyorum.O,anneciÄi ve babacıÄını alıp yazlıklarına gidiyor.Emekli olduÄumdan haftaiçi sinema,tiyatro zevkimi gideriyorum. ArkadaÅlarımla buluÅuyorum. Günboyu istediÄim gibi kitap okuyorum ve bilgisayar baÅında oturuyorum. AkÅamları da yemekten sonra mutlaka bir dizi seyredip konuÅmayı en aza indirgiyorum.Ä°liÅkimiz "Meyva yer misin?,Mısır patlatayım mı?" boyutunda.Aman,en güzeli.Hiç olmazsa huzurluyum. DidiÅ,didiÅ nereye kadar? Ãünkü didiÅtikten sonra uyuyamama, tam dalarken sıçrayarak uyanıp tekrar uyuyamama,sabahı sabah etme gibi dertlerim oluyordu.Ä°nsan ister istemez kafasına takıyor.
Åimdi sen saÄ ,ben selamet.Gerçi o durmadan"Hiçbir Åey paylaÅmıyoruz.Artık seninle 2 çift laf edemiyoruz" diye yakınıyor ama .Eeee güzelim,bunu sen istedin.Hep bana rabbena olmuyo. PaylaÅmak dediÄin senin istediklerinin yapılması. Biraz da karÅı tarafın isteklerine saygı göstermeli insan. Hayat yalnız ana-baba ile geçmiyor. Ä°nsan biraz yaÅıtları,arkadaÅları ile de görüÅmek istiyor. Ãekirdek aile olarak birÅeyler yapmak istiyor.Ama hala umudumu yitirmedim. Belki bir gün, ha?
Neyse,lafı çok uzattım.Dün akÅam galiba çok fazla dertli blog okudum, benim de dertlerim depreÅti. E bu adamın hiç iyi bir yanı yok mu diyeceksin.Var , var da, o da baÅka bir posta kalsın.
Sayfalarından öperim sevgili bloÄum.
Åimdilik hoÅçakal!
ÃalıÅırken yıllarca kız arkadaÅlarla kocaları çekiÅtirdik.Åimdi bakıyorum, bloglar aleminde de bir koca sorunu,sorma gitsin.
Dün oÄlumla muhabbet ederken konu döndü dolaÅtı evliliÄe geldi(Kendileri 15 yaÅındalar) "Anne,sen neden babamla evlendin?Tamamen birbirinin tersi 2 insansınız ." dedi.
Bu soruya tek yanıtım var "AÅkın gözü kördür."
Ama o günkü duygularım da aÅk mıydı,Åimdi düÅününce emin olamıyorum.
EÅim,tek satır kitap okumaz,sinemaya ve tiyatroya gitmez, gitse de uyur ya da mızmızlanır. Hiçbir arkadaÅ dost toplantısı sevmez. Herkeste kusur bulur, beÄenmez, konuÅmaya deÄer bulmaz. Ama yalakalık yapmak için bayramda patronuna ille de gidelim diye ısrar eder.Ben de prensip olarak bu tür Åeyleri sevmediÄimden gitmem,her bayram cıngar çıkar.Klasik müzik onun için gıygıdıgıygıy'dır.Zaten tüm bunları "Benim hayat damarlarımdan biri kopuk" sözü ile ifade eder.
Biz evlenmeden önce tüm bu olumsuzluklar konusunda hem arkadaŠçevrem hem de ailem beni uyardı ama ben "Yok,ben onu deÄiÅtiririm" dedim ama o beni deÄiÅtirdi.Zevklerimi deÄil elbet ama bu dediÄim faaliyetlerin çoÄunu yapamıyarak bir yanım öldü.Zaten çalıÅırken haftaiçi akÅamları pek birÅey yapamıyor insan.O tek haftasonunda da mutlaka sevgili anne ve babacıÄı ziyaret edildi.Gidilmeyince kıyamet koparıldı,huzur sıfıra hatta eksilere indirildi. Ãekirdek aile olarak genellikle pek bir faaliyet yapılamadı.Hep onun sülalesi ile vakit geçirildi.Ha,neden bunları kabul ettin,sustun dersen, ne bileyim?Hep karÅımdakini üzmemek,eÅimin ailesine ve isteklerine saygı göstermek üzere eÄitildiÄimden hatta hala daha ailem "aman kızım,onlar büyük,isteklerine saygı göster" diye tembihlediÄinden ,gözüm biraz geç açıldı.Hala daha onları direkt olarak "ben bu hafta sonu gelmek istemiyorum" diye deÄil de "oÄlanın sınavı var,kursu var gibi " onları üzmeyecek bahanelerle reddediyorum.
Zamanla insan akıllanıyor ama bu arada hem kendi hem evliliÄi yıpranıyor. Kırılan Åeyler tamir olmuyor. Ne kadar yapıÅtırsan da en küçük darbede yeniden tuzla buz oluyor.
Ben kendime oÄlumla 2 kiÅilik bir dünya kurdum.Haftasonu oldu mu "oÄlanın sınavı "deyip onunla gitmiyorum.O,anneciÄi ve babacıÄını alıp yazlıklarına gidiyor.Emekli olduÄumdan haftaiçi sinema,tiyatro zevkimi gideriyorum. ArkadaÅlarımla buluÅuyorum. Günboyu istediÄim gibi kitap okuyorum ve bilgisayar baÅında oturuyorum. AkÅamları da yemekten sonra mutlaka bir dizi seyredip konuÅmayı en aza indirgiyorum.Ä°liÅkimiz "Meyva yer misin?,Mısır patlatayım mı?" boyutunda.Aman,en güzeli.Hiç olmazsa huzurluyum. DidiÅ,didiÅ nereye kadar? Ãünkü didiÅtikten sonra uyuyamama, tam dalarken sıçrayarak uyanıp tekrar uyuyamama,sabahı sabah etme gibi dertlerim oluyordu.Ä°nsan ister istemez kafasına takıyor.
Åimdi sen saÄ ,ben selamet.Gerçi o durmadan"Hiçbir Åey paylaÅmıyoruz.Artık seninle 2 çift laf edemiyoruz" diye yakınıyor ama .Eeee güzelim,bunu sen istedin.Hep bana rabbena olmuyo. PaylaÅmak dediÄin senin istediklerinin yapılması. Biraz da karÅı tarafın isteklerine saygı göstermeli insan. Hayat yalnız ana-baba ile geçmiyor. Ä°nsan biraz yaÅıtları,arkadaÅları ile de görüÅmek istiyor. Ãekirdek aile olarak birÅeyler yapmak istiyor.Ama hala umudumu yitirmedim. Belki bir gün, ha?
Neyse,lafı çok uzattım.Dün akÅam galiba çok fazla dertli blog okudum, benim de dertlerim depreÅti. E bu adamın hiç iyi bir yanı yok mu diyeceksin.Var , var da, o da baÅka bir posta kalsın.
Sayfalarından öperim sevgili bloÄum.
Åimdilik hoÅçakal!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)