Çarşamba, Aralık 21, 2005

Haftasonu ve devamı

Haftasonu sıradandı. Cumartesi günü eşim çalıştığı için saat 8 de kalkış, kahvaltı, ortalık toparlama, biraz bilgisayara bakma. Öğleden sonra biraz alışveriş ve karakuzumun sınavları olduğu için kalan saatleri birlikte ders çalışarak geçirme. Pazar günü sabah kahvaltısına eşimin ablasına gittik. Anne ve babası da geldi. Biz oğluşumla eve döndük. Derse devam. Onlar ise anne-baba-abla-kardeş dörtlüsü olarak yazlığa gittiler. Güle güle .Beni ellemesinler de naparlarsa yapsınlar. Allahtan şu sınavlar var da. Okulu çok seviyorum.

Bugün ise küçük bir İzmir turu yaptım. Öğle yemeği için arkadaşlarla Hisarönü'ne gittik. Küçücük dükkanların önüne alçak masa ve tabureler koyarlar. Orada meşhur bir söğüşçü vardır. Ama ben söğüş sevmediğimden kumpir yedim. Hava da nasıl güzel.Soğuk ama güneşli bir gün. Böyle havaları severim. Sıkı sıkı giyindikten sonra dışarıda olmayı , o kapalı yerlerde olmaya her zaman tercih ederim. Yemekten sonra da Kızlarağası hanının ortasındaki kahvecide çay, kahve içtik. Onlar mesai için dönerlerken ben handaki dükkanlara bakındım. Eski plaklar (mesela 50-60 tane LP birarada 30 milyon gibi-Pink Floyd, Bee Gees, Ajda Pekkan vs.vs) , gümüş takılar, kitapçılar derken bu arada 2 tane yastık aldım. Binbir çeşit yastık kılıfı var. Rengarenk. İşlemeli, baskılı. İnsan hepsinden almak istiyor. Salondaki koltuklar için aldım aslında ama eşim sinir oluyor. Hangi koltuğa otursa oradaki yastığı başka bir koltuğa atar. Bense çok seviyorum.

Şimdi de evde bilgisayar başındayım. Biraz bloglara baktım. Kendi postumu yazayım , sonra sırada yemek var. Bugün ıspanak yapacağım , yanına herhalde çorba yaparım. Makarna ya da pilav hoş olmaz. Evet, kadınların en büyük sorunsalıdır bu;ne pişirsem? Annem hep "Zor olan ne pişireceğine karar vermek. Bana yemeğin adını söyleyin yeter, pişirmekte ne zorluk var ki" derdi. Haklıymış ya. Ömrüm hep anneme hak vermekle mi geçecek,nedir?

5 yorum:

şugibi dedi ki...

benim ömrümde anneme hak vermekle geçiyor. büyümenin göstergesi midir acaba?

ZeYNeP dedi ki...

Sevgili Cenebaz,
senin postlarini okumayi cok seviyorum, beni oyle guzel geziriyorsunki ozlem duydugum Izmirimde, hisar onundeki kahvede bir kel garson vardi Fikret, hala duruyormu, benim gencligimden beri orada calisir o :))
Soguscude soguscudur hani, hakkini vermek lazim, hele beyinli sogusu muhtesem olur Mustafa idi sanirim ismi.
Biz kadinlarin en buyuk sorunu hergun ne pisirsem degilmi? Bizim yemekbiz gurubuna katil sende, turlu alternatifler uretiyoruz hergun, boylelikle basimiz agrimiyor artik.
Bir dahaki sefere Kizlaragasina gidersen benim icinde sade kahve icermisin.
Sevgilerimle,
Zeynep

pınar dedi ki...

çenebaz yine izmiri özlettin bana. söğüşü ben de sevmem. hisarönüne gidince kumpir yerim. hatta geçen gün aklıma ordaki kumpir büfesi geldi. ne kadar çeşit var orda kumpire koymak için. kızlarağasındaki takıları da çok seviyorum ben. düğünümde taktığım küpeleri almıştım ordan.

cenebaz dedi ki...

Denizkızı,yemek yapmak söz konusu olunca bütün anneler yok yok bütün kadınlar aynı demekki .
Sugibi ben bunu bir ileri aşamaya götürüp o sevimsiz kelimeyi söyleyeyim:Yaşlılığın belirtisi galiba.
Yemekvebiz,söz,bir dahaki sefere senin için sade kahve içeceğim.
Pınar,İzmir'i bu kadar özlediysen, hadi atla gel.

ZeYNeP dedi ki...

Hımmm demek LP ler var , ben hiç gezemedim oraları vakit bulupta hep calıstım. Şimdi evdeyim ama oğlus var 3 yasında ve onunla cok zor? Fakat bir etkinlik var ve sen bana cok ilham verdim belki O LP lerden alıp listeye katılabilrim , bu tarz müziklere ilgi duyanlar için guzel bir hediye alternatifi olabilir.
Ben İzmir deyim ama senin anlatımınla kutu kçşelerini tanıyorum sayende teşekkür ederim, en azından arsiv olusuyor burda ne guzel..

Ellerine saglık,
Figen