Sobe sobe üstüne geldi. Bakalım benim için hayattaki en önemli şeyler nelermiş?
1) Oğlum, oğlum, oğlum. Açık ara önde diğer herşeye göre. Allah acısını göstermesin.
2) Eşim, annem, babam, kardeşim, bitanecik yeğenim, teyzem ve kuzenler
3) Büyük halam ve kuzenler
4) Arkadaşlarım. Şanslıyım diye düşünüyorum. Hepsi çok uzun yıllara dayanan güzel ve sağlam dostluklarım var. Allah bizleri ayırmasın.
5) Para. Çok mu maddiyatçı göründüm? (Material girl). Maalesef onsuz olmuyor. Ama burcumun özelliği olarak biriktirmeyi değil, harcamayı seviyorum. Ben hep "Gelsin de gitsin" derim.Üstelik de yalnız kendim için değil, tüm çevrem, arkadaşlarım için de harcarım . Hediye vermek en sevdiğim şeydir.
6) Bilgisayarım.(Yoksa bu emeklilik nasıl geçerdi?) Artık onsuz bir hayat düşünemiyorum.
7) İzmir . Herhalde bu saatten sonra olmaz ama bir gün başka bir yerlerde yaşamak zorunda kalmam umarım. Seviyorum memleketimi.
8) Müzik . Özellikle yeni akım Türkçe Rockçılar çok hoşuma gidiyor. Gerçi her tür müzik içinde sevdiğim şarkılar var. Klasikten Türk Sanat Müziğine kadar. Evde her zaman müzik açıktır.
9) Kitaplarım. Yalnız okumak yetmez. Bir de mutlaka sahip olmalıyım. Mutlaka kütüphanemde olmalılar.
10) Saat. Her türü. Kol saati, duvar saati, masa saati. Zaten evde saat olmayan yer yok. Ayrıca ben de takı olarak yalnız saat sevdiğimden çeşitli saatlerim vardır. Ama onları değişik değişik takmam. Birini bir takmaya başlarım, birkaç ay gider. Hep zamanı görmek isterim.
Şimdilik aklıma gelenler bunlar.Mutlaka unuttuğum bir şeyler vardır. Sabah sabah bu kadar anımsayabiliyorum.
Gelelim alıp ta memnun kaldıklarıma;(Bu arada tabi bende foto moto yok. Artık düz yazı ile idare ediverin)
1) Sokaktaki bir tezgahtan yani işportadan aldığım bir çift siyah süet bot. Dağa, taşa, yokuşa, bayıra, yağmura, çamura rağmen o kadar dayanıklı çıktı ki. Artık ağzı burnu döndü ama. Birlikte 7. yılımız falan herhalde. Aynısından bulsam yenisini alıcam ama valla o kadar baktım bulamadım.
2) Bavul çantam. Çantalarım illa kocaman olacak ki herşeyi içine atabileyim(sonra da aradığımı bulamayıp kafayı yiyeyim)
3) Fırınım. Yalnız kek, çörek, börek değil , bizim evde et, balık, tavuk türü yemeklerin de çoğu fırında pişirildiğinden (eşim aşırı sağlık düşkünüdür, kızartma yemez) benim elim ayağım gibidir.
4) Gerçi tüm ev aletleri öyle. Kendimi elde çamaşır yıkarken düşünemiyorum. Ya da elde çalı süpürgesi fars fars diye evi süpürürken. Allah bunları bulanlardan bin kere razı olsun.
5) Su ısıtıcısı (Kettle) Zırt pırt herşeye sıcak su gerekiyor. Yemek yaparken, çay ya da bitki çayları için, bazen termofora koymak için. Çok büyük kolaylık.
6) Valla buna ne deniyor bilmiyorum ama hani küçük tepsi gibi olur ahşaptan, altında da kucağınıza koyabilmek için minderi var. Tepsinin üstünde de desenler vardır. İşte ben onu da çok kullanıyorum. Örn; sabahları tv karşısında kahvaltı ederken, akşamları koltuğa kıvrılmış bir taraftan tv bakıp diğer taraftan bulmaca çözerken filan. Çok rahat.
İsteyen herkes kendini sobelenmiş kabul etsin. Ben hepsini sobeliyorum.
24 Kasım
2 gün önce
12 yorum:
Evlendiğim sene böyle kar kıyamet bi akşam kocayla birlikte almıştım bi siyah süet bot. İşportadan olmasa da çok çok ucuza. Ama senin hesap o kadar rahat ve sıcaktı ki. Benim yavru kocaman olana kadar giymiştim.
Gözümde canlandı şimdi mazi:))
Ben de saatsiz yapamıyorum :))
Şu tepsiler rahat kullanılıyor mu acaba diyordum ben de. Tamam mesaj alındı:)
Fikrişim, nasıl çabuk geçmiş zaman, di mi? 14-15 sene öncesinden bahsediyorsun herhalde. Off be, yetişemiyor insan zamana valla.
Ayçiçeğim, senin postunda okudum, evet sen de seviyormuşsun saati. Ben de asla saatsiz çıkmam. Cep tel. saati falan var ama yetmiyor. Alışkanlık olmuş.İlle de koluma bakmam lazım ve çok sık da bakarım. Sanki hep bir yerlere yetişmeye çalışır gibi:)
Annelog, kesinlikle tavsiye ederim.
bende saatçilerdenim gençliğimden beri sokakta yürürken bana bakan gözlerden (yakışıklı erkekler)kaçmak için hep saatime bakardım ordan kalma alışkanlık heralde:)
Valla benimki tezcanlılıktan. Hep bir acelem var, hep bir yerlere yetişmeye çalışıyorum. Çünkü her dakikaya yapacak bir şeyler sıkıştırırım, ucu ucuna yaşarım. O yüzden saat bana çok gerekiyor. Keşke yakışıkların bakışlarından kaçmak için olsaymış:)
ya ben anlamadım o diz üstüne alınan minderli şeyi:((
bende saat deliliği vardır asla gerçeği göstermezler. biri 5 diğeri 8 diğeri yarım saat ileridir. iyiki evde seninki kadar çok saatim yok süpsüpü bu defa katil olurdu sanırım:)))
Mayonezim, bak http://www.deppo.com/shop/group.phtml?id=14540 buraya girersen görürsün ne olduğunu. Onlar keyif tepsisi demişler adına. Bir de buradakiler pahalı. Tansaş ve Mügroslarda 10-15 ylt arası.
Oğlum benimde en başta eş, anne, baba 2. sıra:) Yandı bizden gelinler:))))
Çiçeklibahçe, valla doğru söylüyorsun. Kızlar korkun bizden:))
Yorum Gönder