Perşembe, Şubat 28, 2008



İzmir'e bahar geldi, her yer papatya kaynıyor. Hem doğada, hem de çiçekçilerde.Zaten tam da şu mevsim insanı rengiyle kokusuyla çıldırtıyor. Nergisler, papatyalar, mor-pembe sümbüller, bir de benim çocukluğumda kayısı çiçeği diye bildiğim çiçekler(hala daha diğer adını bilmiyorum), laleler. Çiçekçilerin önünden geçerken mis gibi kokuyor. Kokular birbirine karışmış, renkler de. Şükür, sonunda yaz geliyor:)) Çok mu erken paçaları sıvadım ama kim korkar hain soğuklardan. Daha yapsa yapsa bi de Mart'ta bir soğuk yapar, sonra gelsin yaz.

Geçen postta yazdıklarımın daha doğrusu düşlediklerimin hiçbirini yapamadım. Cumartesi sabah k.validem telefon etti öğleden sonra size çaya gelicez diye. Hayır diyemedim. Bu arada tel. etmiş, görümcem ve teyzemizi de çağırmış. Telefondan sonra eşime hadi çıkalım bari biraz dolaşalım, bu güzel havada eve tıkılmak istemiyorum dedim. Biraz dolaşıp bize yakın bir kafede şöyle sıcacık güneş altında birer çay içebildik, o kadar. Ama bende de arada sarı damar tutuyor. Hiç bir şey yapmadım. Gelirken pastaneye uğrayıp börek, kurabiye falan aldım, hazır şeyler yani. Aslında onların bir suçu yok, benim planlarımı bilemezlerdi. Neyse o gün akşamüzeri eşim nezle oldu. Ateşi yok ama halsizlik, burun akıntısı, hapşuruk derken, pazar günü de evdeydik, o da yazık hasta yattı. Pazartesi günü anneme gittim. Salı sabahtan bankaya gittim, bizim sağlık servisi orada. Kan verdim, genel bir baktırayım diye. Çünkü en son 2006 Nisan'da gitmişim. Ve o zaman kolestrol 240'mış. Bakalım bu kez ne çıkacak. Bugün sonuçları verecekler ama gidip gitmemekte kararsızım. Belki yarına bırakırım. Salı günü eve geldikten sonra kadın geldi temizlik için. Ne zaman kadın gitti, ben de hapşırmaya başladım. Eşim iyi olurken ben bu kez hasta oldum. Allahtan grip gibi değil. Aspirinle, portakal-greyfurt suları ile geçirmeye çalışıyorum.

Dün sabahtan bir arkadaşım kahvaltıya geldi. Hem kahvaltı hem muhabbet bana çok iyi geldi. Öğleden sonra da pazara gittim ama inanın gidiş dönüş 45 dakika sürmemiştir. Çünkü yalnızca emginar almaya gittim. Marketlerde tüm sebzeler olmasına rağmen enginar olmuyor, olansa çok kart oluyor. Dün tazecik 5 tane enginar aldım, bugün onları pişiricem.

Yarın yıllık izne çıkan bir arkadaşım uğrayacakmış, az önce tel. etti. Süper, ben de ne yapsam diyordum?

Bugün yazdığım için yarın cuma güzeli yayınlamayacağımı zannetmeyin. Özel istekler varsa saat 24'e dek alabilirim:)))

6 yorum:

Hayatta Giderken dedi ki...

Çenebazım çok geçmiş olsun, önce greyfurt portakal suları, sonra da dostlarla keyifli sohbetler iyileştirsin çabucak seni...
Ne zaman erken plan yapsam hemen plana ters düşen yeni programlar oluşur. bir de planlarımı bozan kayınvalidemse çok kızgınlaşırım...
Gönlünce güzel günler diliyorum sana...

pınar dedi ki...

her bahar sen enginar pişirirken ben yalanıyodum çenebaz. bu bahar ben de egedeyim:P yakında burdaki pazarlarda da boy gösterir caaanım enginar inşallah:))

cenebaz dedi ki...

Yeşimcim,sağol. Gerçekten çok güzel bir gündü. Muhabbetten cuma güzelinin bile akşam yayınlayabildim.

cenebaz dedi ki...

Pınarcım, İzmir'de pazarlarda enginar boy gösterdi artık. Belki Çanakkale'de de çıkmıştır. Şimdiden afiyet olsun.

Unknown dedi ki...

bazen hepimizin o sarı damarı tututor boooşşver...

cenebaz dedi ki...

Elçin, boşverdim zaten, fazla takmaya gelmiyo