Pazartesi, Ekim 09, 2006

Bu sabah yaÄŸmur var Ä°zmir'de

Karanlık bir sabaha uyandım. Zaten 6.45'de kalkıyoruz ki daha güneş doğmamış oluyor. Üstüne bir de kara bulutlar eklenince , çok kasvetli oldu bu sabah. Hafiften yağmur da çiselemeye başladı. Offf, geldi kış ya, geldi.

Cuma günü market alışverişi yaptım. Önce biraz ondan ,biraz bundan derken çıkışta taşıma kapasitemin ötesinde bir alışveriş olduğunu gördüm. Ben de atladım taksiye, öyle geldim eve. Şoför kesin küfretmiştir, şuncacık mesafeye beni götürdü diye ama Allahtan İzmir'in şoförleri henüz daha mesafe seçiciliğine başlamadılar ya da bana kibarı denk geldi.

Cumartesi günü kahvaltı sonrası önce renklileri, sonra da beyazları makineye attım, yıkadım. Pazartesiye gömlekler ve tişörtler hazır olmalı. Bu arada görümcem telefon etti, akşama iftara çağırdı. Daha doğrusu kayınvalideme ve teyzesine iftar yapıyor. Biz ise oruçsuzlar olarak olaya yemek yönünden dahil oluyoruz. Giderken tatlı alacaktım. Alma, güllaç getir beraber yapalım dedi. Ben hayatımda hiç güllaç yapmamıştım, ilk kez milli oldum ve bu kadar kolay bir işi neden gözümde büyütüp hiç denemediğime hayıflandım. Çok kolaymış. Gerçi burada meşhur olan Ağam baklavacısının güllacı kadar süper ötesi değil ama yine de iyiydi.

Pazar günü ise bir gün önce yıkananları ütüledim. Sonra eşimle sahilde yürüyüşe çıktık. Denizin içi adam doluydu. Ne bu diyeceksiniz? Midyecilermiş. Bostanlı sahilinden herhalde bir 100 metre ilerisinde bile (ben de pek mesafe kavramı yoktur, atmış olabilirim) deniz insanın beline geliyor. Bu adamlar denize girmişler. Midye çıkarıyorlar. Etraflarında da kayıklar var. Topladıkları midyeleri bunlara koyuyorlar. Sanki sıcak bir yaz günü , Çeşme plajında insanlar denize girmiş gibi nasıl kalabalıkdı denizin içi anlatamam. Pazar akşamı da bu kez kayınvalidem iftara çağırdı. Biraz erken gidip yardım ettim. Bir haftasonu daha böyle geçti.


Bugün önce bankalara gidip borçlar eda edilecek, sonra bir yarım saat kadar kiracımıza uğrayacağım. Geçen hafta uğramak istemiştim ama bir türlü günlerimiz uyuşamamışdı görüşmek için. Oradan da bir arkadaşıma gideceğim. Yarın temizlik var, kadın gelecek ama aynı zamanda annemlerin de evlilik yıldönümü. Gideceğimizi haber vermek istemiyorum. Sonra annem çok detaylı yemek işlerine girişiyor. Yoruluyor diye bu sefer ben üzülüyorum. Niyetim sürpriz yapmak. Telefonla tebrik edip, gelemeyecekmiş havası yaratıcam. Sonra da ben hazır birşeyler alıp akşam üzeri oğlumla beraber gidicem. Eşim de direkt işten oraya gelir. Akşam kutlama yaparız. Pastayı da unutmamak lazım. Dile kolay tam 48 yıl. İnşallah 2 yıl sonra 50. yılları olacak ama babam tanışmalarının ve beraberliklerinin aslında 60 yıllık olduğunu söylüyor. Yani gözlerini açmışlar, birbirlerini tanımışlar ve hiç ayrılmamışlar. Mesafe olarak ayrılıklar olsa da (askerlik, iş gibi nedenlerle) hep iletişimi sürdürmüşler. Yarın benim ve onlar için özel olan o günde , onların öyküsünü yazacağım. Bu da benim hediyem olacak onlara.

7 yorum:

ciceklibahce dedi ki...

Annenin ve babanın evlilik yıldönümlerini kutluyorum. Daha nice nice yıldönümler geçirsinler hep birlikte:)

cenebaz dedi ki...

Duygucum ve Çiçeklibahçem, ikinize de teşekkür ederim. İyi dilekleriniz için de amin diyorum.

sumuklubocek dedi ki...

ben de tebrik ediyor, darisi hepimizin basina diyorum ;)
yalniz yazinin en cok "gullac" kismi dikkatimi cekti ki ben ir gullac hastasiyimdir. neyse ki buradaki turk-arap-ermeni vb marketlerde kuru gullac bulup, istedigimiz gibi yapabiliyoruz -yalniz ben icine gulsuyu konulan gullaclari sevmem hic, neden koyarlar anlamam da!- benim favorim bol sutlu ve cevizli olanidir, eh bir de sekerli olacak tabii, tatli yiyoruz sunun surasinda yani!

ciceklibahce dedi ki...

Güllaça bende bayılıyorum:)

pınar dedi ki...

annen ve babana çok imrendim çenebaz. biz de o günleri görürüz inşallah.
bu arada ben de güllacı gözümde büyütüyorum. hiç yapmadım nedense. ama denicem bu ramazan.

Bocuruk dedi ki...

Sevgili Çenebaz,
Anneciğine ve babacığına birlikte ve sağlıkla nice yıldönümleri dilerim. Allah bizlere de sevdiklerimizle yaşlanmayı kısmet eder inşallah :)

cenebaz dedi ki...

Mikocum, oralarda güllaç yufkası bulabilmene sevindim. Ben de tatlı olsun isterim. Çünkü diğer türlü sütlü yufka gibi olur.
Çiçeklibahçe, sevmene sevindim. Herkes sevmiyor bu tatlıyı nedense. Hatta " ııyyyy" diyen bile var.
Pınarcım, iyi dileklerin için sağol. Gerçekten de gözde büyütülecek bir yanı yokmuş güllaç yapmanın. Yalnız yarım paket yufkaya neredeyse 1,5 lt. civarında süt koymak lazım. Yufkalar önce tepsinin içinde yüzüyor gibi görünse de sonra çekip çok güzel oluyor. Annen de yanındayken yap derim.Hatta ramazan sonrası için bile depolamayı düşünüyorum o yufkalardan.
Bocuruk, teşekkürler. İnşallah hepimiz o günleri görürüz.