Cuma, Ekim 06, 2006

Yine Cuma

Çarşamba günü sabahtan işleri toparladıktan sonra öğleden sonra halama gittim. Halam ve 2 kuzenimle oturup bol bol muhabbet ettik. Tabi yanında çay, kakaolu kek, kabak köftesi ve peynirli poğaça eşliğinde.

Dün ise anneme gitmeden önce ortanca halama uğradım. 1 saat kadar oturdum onda da. Ben oradayken torunları da uğradı. İyi oldu, onları da gördüm, görüştük. Oradan da anneme gittim. Çok özlemiştim. Önce annemde epey bir lafladık. Sonra teyzeme çıktık. Son rahatsızlığından beri teyzem bir alt kata bile inemiyor artık. Çok zorlanıyor.

Bu arada anneme gitmeden önce kitapçıya uğradım. Raflara bakarken "Moris Farhi" diye bir yazarın "Genç Türk" adlı eserini gördüm. Cumhuriyet'in kuruluş yıllarını o yıllarda 13-14 yaşlarında olan çocukların hayatları üzerinden anlatıyor.Sanki güzel gibi geldi, aldım. Önce annem okuyacak.Benim elimde şimdilik birkaç kitap var. Önce onları bitireyim. Şu aralar basın dünyası ile ilgili kitaplar okuyorum. İlk okuduğum kitap Zeynep Oral'ın "Meslek Yarası" adlı kitabı. Çok akıcı bir dille yazılmış, kendi iş yaşamını anlattığı , bu arada da uzun bir döneme tanıklık ettiği bir kitap. İnanın boş vaktiniz varsa sıkılmadan bir gün içinde okuyup bitirebilirsiniz. Sonra Akgün Tekin'in "Türk Basınında Kayan Yıldız, Haldun Simavi'nin Günaydın'ı" adlı esere başladım. Biraz kalınca bir kitap. Son 80 sayfadayım. Ama aynı akıcılık bu kitapta da var. O da bitince sırada Emin Çölaşan'ın "Unutulmayan Söyleşiler" kitabı var. Zaten Günaydın ile ilgili kitaba başlamadan önce Emin Çölaşan'ın kitabından Haldun Simavi ile yaptığı röportajı okumuştum. Ben yakın geçmişi anlatan kitapları okumayı çok seviyorum.

Geldik yine Cuma'ya. Herkese iyi tatiller.

Hiç yorum yok: