Ezero'nun yazısını okuyup ,o güzelim sümbülü görünce çocukluÄum ve tatil dönüÅleri geldi aklıma. Teyzem eÅinin görevi gereÄi hep gurbetteydi.Biz de her sömestrede onlara giderdik.Yaz tatilinde de onlar mutlaka Ä°zmir'e gelirlerdi.Eskiden sömestre hep Åubat ayında olurdu.(Bu yıl 6 Ocak'ta okullar kapanıyormuÅ) Her tatilden dönüÅte bizi önce evimizin bahçesindeki mavi-pembe sümbüller ile kayısı çiçeklerinin güzelim görüntüleri ve mis kokuları karÅılardı.Koca bir bahçe dolusu çiçek.Ä°zmir'de Åubat sonunda havalar iyice yumuÅamıŠolur.Buna aldanan çiçekler de hemen açarlar.Tüm çocukluÄum ve yaÅantımın büyük bölümü bu tek katlı, kocaman bahçeli evde geçti.O bahçede her türlü çiçek ve erik,frenk elması ve dut aÄaçları vardı.Yıllar sonra o ev müteahhite verildi, yerine kocaman bir apartman yapıldı ve annemle teyzem(emekli olunca 40 seneden sonra Ä°zmir'e döndüler,Åükür)Åimdi orada altlı üstlü oturuyorlar.O ev annaneciÄimin hatırasıdır.
Annanem 18'inde evlenmiÅ(ki bunu baÅka zaman detaylı yazarım) önce teyzem 7 yıl sonra da annem doÄmuÅ.Ne yazık ki annem 7 yaÅındayken(daha 1.sınıftaymıÅ) annanem de 32 yaÅındayken dedem aniden beyin kanamasından ölmüÅ. Annanem o güne dek dıÅarı çıkıp ekmek almıŠkadın deÄil ama iÅ baÅa düÅmüÅ.Ãnce dedemden kalan parayla o evi almıÅ. 2 kızla sokaklarda kalmayayım diye. O zamanlar sigorta falan olmadıÄından dedemden maaÅ falan da kalmamıÅ.Bu kez de çalıÅma hayatına girmiÅ.20 yıl çalıÅmıÅ. Ãocuklarını okutmuÅ,evlendirmiÅ.
Teyzemler Ä°zmir dıÅında olduÄu için biz hep o evde oturduk.Annanem Mayıs ayında bize gelir ve kıÅa kadar bizle kalırdı.KıÅın ise teyzeme gider kıÅı da onlarla geçirirdi.Hep Mayısın gelmesini iple çekerdik. NeÅeli, konuÅkan, gezmeyi seven, tutumlu ve akıllı bir kadındı.Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın annanecim..
O sümbüllerle,türlü çiçeklerle ve meyve aÄaçları ile dolu bahçe benim ve erkek kardeÅimin oyun alanıydı.Mahalledeki arkadaÅlarımız da bize gelirler(bunda annemin bizi sokaÄa bırakmamasının da payı var) o koca bahçede türlü oyunlar oynardık. Saklambaç için inanılmaz bir mekandı. Kapatılan kuyunun üzeri bizim Åarkıcılık oyunumuzun sahnesiydi.Ben Emel Sayın ya da Nilüfer olurdum.Hala da Nilüfer'i çok severim,o ayrı.BöÄüre böÄüre "Göreceksin Kendini" Åarkısını söylerdim.Åimdi düÅünüyorum da zavallı komÅularımız ve onların zavallı kulakları.En yakın arkadaÅım Karakız ise Ajda Pekkan olurdu.Ajda daha iyi,hayır Nilüfer daha iyi diye çekiÅirdik.Karakız Åimdi üniversitede hoca.Hala görüÅüyoruz ama itiraf ediyorum bu daha çok onun sayesinde oluyor.Yaz baÅından beri hala ona gideceÄim,bir türlü zaman bulamıyorum.Ayıp ettiÄimin farkındayım ama ne bileyim hep birÅeyler çıkıyor ve son anda erteleniyor bu buluÅma.
Ah Ezero ah,beni sabah sabah çocukluÄuma götürdün ve mutlu ettin.Hep merak ederim.O zamanlar bir yerlerde duruyor olabilir mi diye.EÄer zamanda yolculuk olsa kesinlikle o günlere gidip görmek isterim. Belki birgün?!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder