Dün bi hamaratlık,bi hamaratlık, sormayın gitsin. Sabahtan temizlik vardı. Neyse o iş bitince önce Serap'ın tarifine göre sütlaç ki tek sevdiğim sütlü tatlıdır ve oğlum için pudingli kek. Ama bu kez puding yerine supangle koydum, böylece kakao tadı daha yoğun oldu. Biraz da dövülmüş ceviz ekledim içine. Sütlacın üstünde tarçın yok, çünkü o da bir başka sevmediğim şey. Aslında mızmız değilimdir ama sevmediklerim arka arkaya geldi bu yazıda. Ha, mecbur kalırsam yerim, gıkım çıkmaz da pek severek yememiş olurum.
Bu aralar pek negatifim. Daha doğrusu maymunun gözü açıldı da o yüzden. Bir kaç olayı arka arkaya anlatayım, haklı mıyım, haksız mıyım, siz karar verin, lütfen tarafsız olun ve gerçek duygularınızı yazın bana.
İnsanlarla kötü olmayı asla istemem. O yüzden toleransım çok yüksektir. Çoğu şeye aldırış etmem, karşımdakine anlayış gösteririm. Ama insanlar böyle yapınca seni salak sanıyorlar.
Birinci olay, bir arkadaşımın kızı yazın evlendi. Herkes yazın tatilde olduğundan kimse katılamadı. O yüzden hediye işi de Eylül'e kaldı. Eylül ayında bir arkadaş(ki kendisi bu konularda sürekli organizatördür) hemen para topladı, hediye alındı, arkadaşa gittik, hediyemizi verdik. Sonra bu arkadaşlar yeni gelin kızımızın evine hep birlikte gitmişler. Biz grupta 9 kişi var. Bunların 7'si gitmiş, biz 2 arkadaş aranmadık bile. Ve ben bunu ilk toplantımızda konuşmalar sırasında öğrendim. Aaa, siz S.'nin kızına mı gittiniz? deyince bunlar laf çevirip, işte öyle aniden karar verdik, vırt zırt kıvırmaya başladılar. Ben toplantının tadı kaçmasın diye işi uzatmadım ama bozuldum. Para verileceği zaman hemen aranıyoruz, toplanılacağı zaman akıllarına bile gelmiyoruz. Arkadaşlık bu mudur?
İkinci olaysa apartmanda oldu. Zaten bizim apt.da kimse birbirine gidip gelmez, yalnızca asansörde, kapıda karşılaşınca merhaba, nasılsınız, o kadar. Geçenlerde biri kalorifer için mazot almış, merdivenler, arka bahçeye çıkılan oda gibi yer, asansörün içi ve asansöre binenlerin ayaklarına bulaştığından tüm merdivenler mazot içinde. Apartmanın içinde kokudan durulmuyor. Ben de yönetici hanımı aradım. Apt.içinin mazot içinde kaldığını, mümkünse merdivenleri yıkayan kadını bugün göndermesini söyledim. Çünkü merdivenleri yıkayan hanım, onun dairede çaycılık yapıyor. O da öğle tatilinde gönderdi. Ben kimin mazot aldığını bilmediğimden bu konu ile ilgili ne isim verdim ne bişey. Zaten apt.da doğal gazı olan biz, yönetici, bi de eşimin teyzesi var. Kalan 5 kişiden herhangi biri olabilir, asla bilmeden suçlamam. Neyse merdivenler yıkanırken olayın faili olan daire çok bozulmuş, çünkü yöneticinin kiracısı. Niye şikayet ediyorlar, ben zaten kendi kadınımı çağırıp temizletecektim, bu zaten mazot, yarına kadar uçardı filan diye epey söylenmiş. Sanırım yönetici benim aradığımı söylemiş ki bana trip atıyor. Gerçi yönetici "şikayet değil ki, ne güzel duyarlı davrandılar, haber verdiler, zaten kadın perşembeleri geliyor, salıdan merdivenler temizlenmiş oldu" dese de çok bozulmuş hanımefendi.
Neyse, daha da var bozulduğum şeyler ama yazmak istemiyorum, yazarken bile sinirlerim bozuluyor. Gittiği yere kadar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
12 yorum:
İnan ki çok benzerlerini defalarca yaşayıp gönlüme küstüm. Onun için son lafında haklısın, çekiver kuyruğunu gittiği yere kadar gitsin. iyiniyetten kimse anlamıyor, salak sanıyorlar bizi.
Bugün ben de keyifsizim, havada negatif elektrik mi vardır nedir.
Sevgiyle...
İki olayda da çok haklısın. Maalesef artık duyarlı insanlar garipseniyor.
Bence hiç kendini üzmeye değmez. Yalnız, arkadaş seçiminde biraz daha seçici davranmalısın sanki. İkinci olay, yanlış anlamaktan ibaret bence.
Güzin Abla gibi oldum affedersin canım. Fikrimizi yazmamızı söylediğin için böyle yazdım. Sen tabii ki nasıl davranman gerektiğini çok daha iyi bilirsin, onlar senin arkadaş ve komşuların.
Sevgiler
Leylağım, herhalde havadan. Ben böyle değildim, kendime de kızıyorum böyle şeyleri dert ettiğim için.
Banucum, sağol.
Çınarım, haklısın üzülmeye değmez de elde değil. Üstelik bunlar yeni arkadaşım değil ki, çok eskiden. Çalışma hayatı nedeni ile uzun yıllar görüşemedik, sonra emekli olunca tekrar görüşmeye başladık. Ama sanırım yıllar herkesi değiştirmiş:(
Şu insanların iyi niyetli insanları kullanmaları gelir bazen benimde başıma. Yaşadım bende bişi anlatabileceğim bişi değil ama resmen çok sıkıldım, bozuldum ama iyi oldu ne olduğumu kim olduğumu anladım. Hemen bir parlama halindeyiz sürekli ha salı ha perşembe ne fark eder ki.
Canım,galiba sorun bizde.Hala çok efendi yaşamaya çalışıyoruz.Başımıza gelenler bundan.Bu yaştan sonra da değişecek halimiz yok.Böyle gider...
Şeniz, galiba insanlar, diğerlerini kullananlar ve kendini kullandıranlar diye 2 çeşit.Belki de hata bizde, kullandırıyoruz kendimizi.
Petekçim, haklısın ve en kötüsü de o, değişemiyoruz. Böyle gelip, böyle gidecek ve üzülmeye devam edeceğiz.
Çenebazım, yerden göğe haklısın, biz uzaylı gibi kaldık bu dünyada..Peteğin dediği gibi, böyle efendi gibi yaşamaktan vazgeçemeyeceğimize göre takmamaya çalışacağız, zor biliyorum ama habire ütülen biz oluyoruz işte..Ne bileyim..Salla salla gül memeler çağlasın..!! deyiveresim geldi birden :))
Serap, gece gece güldürdün beni ya, allah da seni güldürsün:))) Sağol, arkadaşım.
Yorum Gönder