Pazartesi, Mayıs 15, 2006

Ä°yi ki DoÄŸdun Oturan BoÄŸa

Bugün eşimin doğumgünü. Kendisi, bir Boğa burcu ve tembel biri olarak "Oturan Boğa" lakabını fazlasıyla hakediyor. Bu yıl hediye seçimi çok kolay oldu. Çünkü baharın başından beri işlerinin yoğunluğu nedeni ile spor yapamadığından, kilo aldığından yakınıp duruyor ve koşu bandı almak için sürekli mağazaları dolanıyordu. Ama bir türlü karar veremiyordu. Ben ona söylemeden olaya el koydum ve aldım. Cuma günü eve teslim ettiler. Tabi, doğumgününden önce hediyesini görmüş oldu ama paket halinde. Servis bugün gelip kuracak ve kurulmuş hali tam doğumgününde hazır olacak. Çok sevindirik oldu. Sabırsızlıkla bekliyor. Ama ben de fırçamı attım tabi. "Bu koca şeye bir ton para bayıldım. Eh, sen bunu kullanma da, ben de bunu balkondan aşağı atmazsam "dedim. İyi demiş miyim?Çünkü bilirim, pek bir maymun iştahlıdır. 2 gün koşar, 3. gün yorgunum, morgunum diye savsaklar. Yok, verdiğimiz her kuruşun hakkını çıkarmalı.

Cumartesi günü her zamanki gibi hayhuyla geçti. Alışveriş, yemek, ortalık toplama, anneler günü hediyeleri alma vs,vs.. Akşam ise Bostanlı sahildeki Yasemin Cafeye gittik. Hava serin(çok severim böyle havaları. Ne sıcak, ne soğuk. Ama üzerinize en azından bir merserize ceket giymeniz gereken havalar) . Önümüz derya, deniz. Fonda güzel bir müzik. Birşeyler yedik. Ben biramı içtim. Muhabbet ettik. Oğlum bile çok hoşlandı. Bile diyorum çünkü evde çıkalım mı, çıkmayalım mı muhabbeti sırasında muhalefet şerhi koymuştu. Tek neden de bilgisayarından uzaklaşacak olması. Ama hepimize iyi geldi.

Pazar günü ise malum anneler günü. Önceki postta yazdığım gibi Cumartesi günü eşimle birlikte gidip bana dışarı giymek için terlik aldık. Ama ben 2 model arasında kararsız kalınca eşim "2'sini de alalım. Biri benden biri de oğlumdan" dedi. Böylece aklım hiçbirinde kalmamış oldu. Sabahleyin önce baba-oğul bana hediyelerini verdiler. Sonra annemlere kahvaltıya gittik. Teyzem de aşağı inmişti. Hep birlikte gülüş ahenk kahvaltı ettik. Oradan kayınvalidemlerin yazlığa geçtik. Ama geçerken eşimin içine sinmedi. Teyzesine de telefon edip, onu ve arkadaşını da aldık. Kayınvalidemde görümcem,onun kayınvalidesi ve kayınpederi ve onların da bir arkadaşı vardı. Her zamanki gibi yine 10 kişilik bir sofrada bu kez öğle yemeği (tabi o sırada saat 4 falandı) yedik. Bahçeden eriklerimizi topladık. Akşam yorgun argın eve geldik. Tatlı bir yorgunluk tabii. Sonra da bir duş, biraz tv ve tumba yatak. Bu arada oğluşum çok üzgündü. Malum Fenerbahçe şampiyonluğu kaçırdı. O üzülünce ben daha çok üzüldüm. Bu arada ben (sözde) Beşiktaşlıyım. Say desen 2 oyuncusunu bile bilmem ama çocukluktan gelen bir şey işte.
Allahtan o da öyle fanatik değildir de sabah neşe içinde kalktı. "Seneye 100.yılımızda şampiyonoluruz" dedi (inşallah) .

2 yorum:

ZeYNeP dedi ki...

Çenebaz, sevgili eşinin doğum gunu kutlu olsun !..
Bende bir boğa burcuyum ve yemekten dolayı ileride eşimde bana kosu bandı alacak korkarım:)))

Vee GS sampiyon oldu evet. Ben GS liyim. Sorsan bende 2-3 kişi bilirim.gecnlik yıllarımda takip ederdim ama artık maalesef ilgimi bile cekmiyor oğlus varken:)
Ama benim eşimde FB li ve cok üzüldü sasırdı, eh kaderleri diyelim:)

Sevgilerimle,
Figen

cenebaz dedi ki...

Teşekkürler Figen. Aslında o koşu bandı kullansam benim de ihtiyacım var(!) var ama ben genellikle çıkıp dışarıda türümeyi tercih ediyorum. Hem temiz hava alıyorum,hem de yürürken zaman daha çabuk geçiyor. Evde aynı bantın üzerinde 2 dakika bile 2 saat gibi. Ama eşim de haklı.Geç geliyor akşamları,zamanı yok dışarı çıkacak. Güle güle kullansın.