Pazartesi, Nisan 24, 2006

Haftasonu

Haftasonu dedim ama Cuma'dan anlatmaya başlayayım. Cuma günü neredeyse 40 yıllık arkadaşım geldi ziyarete. 40 yıl lafı abartı değil valla. Çok küçük yaşımızdan itibaren mahalle arkadaşıyız. Bununla da gurur duyuyorum. Hala kopmadık, kopamadık. Allah da ayırmasın.
Ona güzel yemekler hazırladım. Ama en çok enginarı sevdi. Çünkü eşi ve çocuklar sevmediğinden pek pişiremiyormuş. 6 tane enginarı ikimiz halllettik diyeyim, siz anlayın gerisini. Bu arada İzmir'de (ve sanırım Ege'de) enginar kabukları ile pişirilir ve biz o kabukları sıyıra sıyıra,ellerimizden yağlar aka aka yemeği pek severiz. O nedenle de enginar (İzmir usulü pişeni ) pek resmi misafirliklerde yenmesi güzel olmayan bir yemektir.

Cumartesi ise hayhuy ile geçti. Eski eve tadilat yapılıyor şimdi. Kiraya vereceğiz. Usta ile konuş, eve götür, başında bekle, dön derken Cumartesi yoğun geçti.

Pazar ise klasik moddaydı. Kahvaltı,gazeteler,çamaşır, pazara özel bir şeyler pişirme filan. Eşim yazlıktan gelirken bahçeden bir torba erik getirmiş. Yılın ilk eriğini yedik ama daha içindeki çekirdek bile sertleşmemiş. Haftaya daha iyi olur herhalde. Biliyorum çarşıda, pazarda erik çıktı ama para verip erik almak çok ağırıma gidiyor. Tüm hayatım boyunca bahçesinde erik ağaçları olan evlerde bulundum. Dalından koparıp yemeye alışkınım. Eriğe para vermek bana zul geliyor. Bir de duta. Ama ne yazık ki bir kaç yıldır özellikle karadutu para verip alıyorum . İçim sızlıyor ama kafir çok da güzel bir şey. Yemeden duramıyorum. Boğazlı olma kötü. İşte böyle herşeye imrenirsin.

Bu hafta mutlaka yapılacaklar arasında İzmir Kitap Fuarını ziyaret de var. Cumartesi Pazar günü gidemedim. Ama hafta içi 2 kez gitmek istiyorum. Birinde alınacak kitaplar ve imza günlerini saptayacağım. Daha sonraki gidişimi de istediğim yazarın imza gününe denk getirip, kitaplarımı da alacağım. Güzel söyleşiler de var ama bazen yer bulmak imkansız oluyor. Kapalı alan olduğundan çok sıcak ve havasız oluyor. Oturmak bazen işkence haline dönüşüyor. Bu konuya, gidince ve ortama göre karar veririm artık.

Şimdi iş zamanı. Ortalığı toplamak ve yemek yapmak lazım. Sonra da vınn.. Rüzgar nereye götürürse...

2 yorum:

pınar dedi ki...

çenebaz enginar konusuna katılıyorum. yapraklarını sıyıra sıyıra yemesi gibi yok:) annem de izmirden gelirken getirmiş enginar. aynı dediğin gibi yapıp yedik:)

cenebaz dedi ki...

Afiyet,bal,ÅŸeker olsun.Ben mevsimi diye mutlaka haftada bir piÅŸiriyorum.