Cuma, Aralık 29, 2006

İyi Bayramlar ve İyi Yıllar

image hosting file


HERKESE İYİ BAYRAMLAR VE İYİ YILLAR

2007 sizlere sağlık, mutluluk, huzur, başarı, sevgi,barış ve bol para getirsin. Tüm dilekleriniz gerçekleşsin.

Çarşamba, Aralık 27, 2006

Bırrrrr

Çok soğuk. Tamam, tamam, İstanbul'da, Ankara'da ya da yurdun diğer soğuk illerinde oturan arkadaşlardan özür diliyorum ama n'apayım? Biz alışık değiliz. Bir de deniz kenarının nemi ile birleşince insanın içine işliyor soğuk. Neyse, yarından itibaren biraz yükselecekmiş sıcaklıklar. Ah, güzelim yaz. Giy penyeyi çık sokağa.

Pazar günü sabah erkenden kalktım. Oğlumu kursa gönderdikten sonra o gelene kadar olur diye ekmek yaptım. Bu ekmek tarifi çok kolay ve garantili. Makineye falan gerek yok. Fırınınız olsun yeter.
Malzeme:
4 bardak un (2'si beyaz, diğerleri isteğe göre.Ben 1'er bardak kepek ve çavdar ekledim)
2 bardak ılık su ya da süt
Yarım çay bardağı sıvı yağ
1 çay kaşığı tuz
2 çay kaşığı kuru maya
2 çay kaşığı şeker
1 bardak ılık su yada sütün içine şeker ve mayayı koyup karıştırın ve 15-20 dakika bekletin. Daha sonra buna kalan tüm malzemeyi ekleyin.Yalnız hamur biraz cıvık olursa toparlayana dek biraz daha un ilave edebilirsiniz.Daha sonra hamuru sıcak bir yerde 1 saat kadar bekletin. Mutlaka çelik ya da alüminyum bir tepsiyi yağlayıp hamuru yayın. 150 derece fırında yarım saat 45 dakika arası pişirin. Borcama koyarsanız iyi pişmiyor benden söylemesi. Benim öyle tepsim yoktu. Ben de hamura hamburger ekmeği ve küçük somun şekilleri verip fırın tepsisine koydum. Öyle de oldu.

Kahvaltıdan sonra okulda veli toplantısı vardı. Oraya gittik. Genel olarak durumu iyi. Hepsinden önemlisi edebiyat öğretmeni bizi çok iyi ve terbiyeli bir çocuk yetiştirdiğimiz için kutladı. İnsan gerçekten oğlu ve kendi ile ilgili güzel şeyler duyunca çok gururlanıyor. Toplantı dönüşü kayınvalidelere uğradık. Sonra malum pazar ütüleri falan.

Pazartesi günü bankadan 2 arkadaşımla yılbaşı toplantımızı yaptık. Biz 3 samimi arkadaşız. İkimiz emekli, diğeri henüz değil. Öyle olunca çalışan arkadaşın şubesine yakın bir yerde buluştuk ama konum itibarı ile içki içmeye elverişli değildi. 2007'de ilk uygun cumarteside bir de alkollü bir buluşma yapmaya söz verdik:) O gün birbirimize hediyelerimizi verdik. Benim bir kitabım, bir yılbaşı süslü fiskos örtüm, çok güzel bir porselen servis tepsim ve yılbaşı çiçeklerim (ben kokina diye biliyorum adlarını ama emin değilim) oldu. Ben de onlara üzerlerinde kelebekler bulunan ikişer çay fincanı seti almıştım.
Oradan dönüşte de Burcu'nun Baharatlı yeniyıl kekini ama daha çok kendi yorumumla yaptım. Yorum ne derseniz? Rom yok, tüm baharatlar yok, yani bir çeşit kuntakinte dediğimiz ya da kimilerinin ıslak kek dediği gibi yaptım. Evdekiler bayıldı. Sağolasın Burcucum.

Dün temizlik vardı. Ayrıca kayınvalidemde gün varmış.Rica etti, kek yaptım götürdüm ona sabahtan. Ben gitmedim ama güne. Hiçbirini tanımıyorum çünkü.

Bugün anneme gideceğim. Yarın kuaföre , gölge zamanım geldi. Cuma ise kredi kartı ekstresi geçtiği için deli gibi yılbaşı hediyeliklerini almaya. Her yıl olduğu gibi bu yıl da önceden listemi yaptım, pazar araştırması sonucu herkese ne alacağıma karar verdim. Yalnızca gidip alması kaldı. Bizde kadro çok geniş. Annem, babam, kayınvalide, kayınpeder, eşimin teyzesi, benim teyzem, görümcem, eşi ve 2 çocuk(yani genç) , yılbaşında bize gelecek arkadaşlar ve 2 çocuğu, cumartesi buluşacağım arkadaşım ve oğlu, tabi eşim ve oğluma. Hem zaman hem de para lazım cuma günü bana.

Cumartesi ise her yıl yaptığımız gibi can dostumla her zamanki yerimizde buluşup birer kadeh beyaz şarap eşliğinde yeni yılın gelişini kutlayıp hediyelerimizi vereceğiz birbirimize. Bu bize çok uğurlu geliyor. Onunla saat 1'de buluşacağız. Sabahtan ise yılbaşı gecesi bize gelecek arkadaşla gidip yiyecekleri alacağız ve bize bırakacağız.

Pazar ise sabahtan eşim ve teyzesi gidip kurban kestirecekler. O gün en azından anneme ve kayınvalideye gitmek lazım. Akşama ise arkadaşlar bizde. Nasıl yetişecek bunca iş bilmiyorum. Yazarken bile şiştim.

Hadi bana kolay gelsin.

Cumartesi, Aralık 23, 2006

Deneme

Bir alttaki postta gün yazmışım ve Türkçe karakter çıkmış. Galiba eski postları düzeltemesem de yeni postlarda tekrardan Türkçe karakter kullanbileceğim. Şükür kavuşturana . Bu arada bu da deneme ; şğçöüi

Olmuyor

Blogumdaki sorunu bir turlu cozemedim. Ben de boyle Turkce karakterler olmadan yazmaya calisicam. Bu arada sorunu gidermek icin arama tarama calismalarina devam.

Zaten hayatimda pek de anlatmaya deger bi seyler olmadi. Sali gunu temizlik. O gun aksamuzeri oglumu ve babami goz doktoruna goturdum. Neyse oglumun gozleri yalnizca 0,25 ilerlemis. Babaminsa yakin gozlugu kirilmisti. Hem bir muayeneden gecmis oldu, hem de gozleri ilerlemismi bakildi. Ogluma lens ismarlandi, babamin yeni gozluklerini siparis verdik. Carsamba gunu buranin pazarina gittim. Hem yiyecek hem de giyecek bir seyler aldim. Persembe gunu annem,babam ve teyzem icin nufus dairesine gittik. Nufuslari cok eskiydi. Onları yenilettik. Yanliz gercekten tebrik ediyorum. Gittik, numara aldik, 10 dakika icinde siramiz geldi. İslemler hemen yapildi ve yeni nufus cuzdanlarini aldiklarinda yalnızca yarım saat olmustu biz oraya gideli. Gercekten Karsiyaka nufus idaresi cok mukemmel olmus. Bilmiyorum diger yerler de oylemidir. İsimiz erken bitince hadi bana gidelim dedim. Zaten sabahtan belki gelirler diye findikli kek yapmistim. Bir de lahmacun ismarladik. Hepsi Ora'nin( Ora Izmir'de, ozellikle lahmacunu ile unlu bir yerdir) lahmacununa bayiliyorlar. Cay yaptik, yani gene yeme-icme seansi seklindeydik. Dun ise evde mazot almak icin bekledim. Sonra babam geldi, birlikte gozluklerini almaya gittik. Aksam icin de alt katimizda oturan esimin teyzesi yemege cagirdi. Yemekte ne mi vardi? Sebze corbasi, papaz yahni(soganli et) , lahana sarma, marul salatasi, pancar salatasi, brokoli salatasi. Onun üzerine kestane kebap, meyve ve cay.

Artik bizim icin cumartesi,pazar da erken kalkma var. Oglum matematik dersi almaya basladi. Onceleri istememisti ama bakti basa cikamiyor, kabul etti. Simdi cumartesileri 10.30'da,pazarlari ise 8.30'da dersi var. Cumartesileri eşim de calismaya basladi. Yani 7 gün sabah 7'de kalkiyoruz artik. Haftaya arife. İs de, kurs da yok. İnsallah biraz uyuruz.

Bakalim postum nasil olacak? Ufff, cok zor oluyor boyle yazmak. Benim acilen bu sorunu cozmem lazim.

Çarşamba, Aralık 20, 2006

IMDAAAATTT

Postumda Turkce karakterler cikmiyor. Lutfen yardim edin. Tekrar Turkce karakterle yazabilmem icin ne yapmam lazim?

Pazartesi, Aralık 18, 2006

Kaza

Çarşamba günü nihayet İlk aşk filmine gittim. Ben çok beğendim. Oyuncular süper, Foça manzarası süper, konu da iyiydi. Ben çok zevk alarak seyrettim.

Perşembe günü şu bizim emekliler günü toplantımız vardı. Bu kez gideceğimiz arkadaş Hatay'daydı. Bir de olayı çaydan öğle yemeğine dönüştürmüştük. O yüzden saat 12 gibi 2 arkadaş yola çıktık. Yarımı biraz geçe oradaydık. Herşey gayet güzeldi. Ancak saat 4 gibi benim cep tel. çaldı. Arayan eşimdi. Çok kısaca kaza yaptım, araba mahvoldu, 112'yi aradım, cankurtaranı bekliyorum, ben seni sonra ararım deyip kapattı. Tabi ben meraktan çıldırdım. Arıyorum, tel. sürekli meşgul. O civardaki bir hastanede görevli olan eniştemizi aradım. Haberi varmış. Merak etme, ben 112'yi gönderdim dedi. Gerçi tel.la konuşmuştum ama yine de sağlığı konusunda endişeliydim. Üstelik de bilirim, eşim çok güzel ve sakin araba kullanır. Pek hız yapmaz. Neyse sonuçta ben hemen eve döndüm. Bu arada tel.dan birbirimize ulaştık. İyiydi, burnu bile kanamamıştı. Arabanın ön kaporta kısmı sürücü mahalline kadar yoktu. 8/8 karşıki suçluydu ve şükür karşıdakinde de bir şey yoktu. 112 güzelce muayene etmiş. Ayrıca enişteye de gidip muayene olmuş. İç kanama falan olasılığına karşı. Tüm doktorların dediği 2 gün tüm vücudun sızlayacak, merak etme, ağrı kesici al, geçer demişler. Sağolsun, patronu aradı, Cumayı izin verdi. Pazara kadar evde yattı. Cuma-cumartesi gerçekten ağrıları çok kötüydü. Pazar günü düzeldi. Bugün de işe gitti. Şükür iyi, verilmiş sadakamız varmış. Ama tabi bir de işin psikolojik tarafı var. Şimdi hep yine araba kazası yapıcam, ölücem diye tedirginliği var. Her ne kadar biz destek olsak ta herşey kendi beyninde bitiyor. Ama el mahkum, bugün yine araba kullanacak. Umarım çabuk atlatır.

Salı, Aralık 12, 2006

Ä°YÄ° KÄ° DOÄžDUN KAAN

MySpace

Bugün benim birtanecik yeğenimin doğumgünü. Doğduğu günü unutamam. Hatta doğumgünü tarihi özellikli olsun diye doktoru ile konuşup 12.12.'de doğmasına annesi ile birlikte karar vermiştik. O gün sabahtan Çınarlı'daki doğum hastanesine gittik. Oğlumuz olacağını biliyorduk zaten. Sabah erkenden 7 gibi falandı doğuma aldılar. Daha doğumhaneye girdikten kısa bir süre sonra hemşire yeşil bir beze sardığı bebekle dışarı çıktı ve alt kattaki bebek odasına gitmeye başladı. Babam yok bu bizim bebek olamaz, daha kızcağız yeni girdi doğumhaneye diyordu. Tabi onlar alışmışlar saatlerce sancı çeken annelere, inanamadı. Ben baba çabuk takip et hemşireyi o bizim Kaanımız deyince merdivenleri nasıl ikişer, üçer atladı anlatamam. Biz camın arkasından onun silinişini, gözlerine ilaç damlatılışını, doktorun kontrolünü, ağlamalarını izledik. Sonra da giysilerini giydirip odaya getirdiler. Bu arada babası da sürekli kamera ile çekiyordu. Sonra anne de sağsalim aşağıya indi. Pespembe yumuk gözlü bir bebecikti. Meme almada biraz annesini zorladı ama sonra herşey yoluna girdi. Benim küçük kuzum büyüdü de 5 yaşına giriyor artık. Daha yaz sonu, telefonda konuşmak istemezken , 1 aydır her telefon ettiğimde hemen telefona geliyor, halacım ben seni çok özledim, babam beni İzmir'e getirsin söyle ona diye bana ne muhabbetler yapıyor anlatamam. Birkaç ay bile o kadar farkediyor ki çocuklarda. Nasıl hızla büyüdüğüne şaşırıyoruz. Tabi bir de biz onu aralıklarla gördüğümüzden büyüdüğünü daha da iyi gözlemliyoruz. Ah, bir de şu ayrılık olmasa. Ama napalım, sağolsunlar, iyi olsunlar da.

Kuzuma uzuuuuunnn, sağlıklı, mutlu, huzurlu, başarılı, tüm sevdikleri ile birlikte nice yıllar olsun inşallah. Çok yaşa sen Kaan paşa.

Cumartesi, Aralık 09, 2006

Fırsattan

İstifade Cumartesi olmasına rağmen yazıyorum. Eşim uzun bir aradan sonra ( taa Haziran'dan beri) tekrar cumartesi işe gitmeye başladı, oğlum uyuyor. Yaşasın bilgisayar bana kaldı, en azından oğluş uyanana kadar.

Perşembe sabahı alt katımızda oturan eşimin teyzesi telefon edip hemen gel dedi. Apar topar biraz da endişe içinde ve üstümde pijamalarla aşağıya inince güzel bir sürprizle karşılaştım. Eşimin Ankara'daki kuzeni gelmiş, sürpriz yapıp kimseye haber vermemiş. Otobüsten inince önce diğer kuzene gidip sabah sabah ona sürpriz yapmış. Ardından teyzesine, bana sonra kayınvalideme( ki teyzesi oluyor). Sonra beni de aldılar Manisa'ya görümceme sürpriz yapmaya gittik. Malum İzmir - Manisa arabayla yarım saat. Dönüşte İkea'ya uğradık. Oradan hazır İsveç köftelerinden aldım. Sonra da tüm sülaleyi bize yemeğe çağırdım. Onlar eve geçerken beni markete bıraktılar. Biraz hazır meze, şarap, kola falan aldım. Eve gelince pilav yaptım. Kuzen evdeki koca tencere mercimek çorbasını getirdi. Yine kalabalık sofrada, muhabbetle yedik, içtik. Salı günü dönücek kuzen. Pazar günü de görümcemde böyle bir yemek olayına daha giricez. Hem o gün meğer kuzenin doğumgünüymüşte. Hem kutlama, hem yemek olacak.

Salı günü de benim yeğenimin , ak kuzumun (oğlum karakuzu-esmer, yeğenim sarışın olduğundan - ak kuzu) doğumgünü. 4 bitip 5'e giriyor. Dün ona bir sürü hediye aldım. En sevdiği renk olan şeşilden (yeşil) bornoz (kapişonu kedi şeklinde ve kulakları var), süngerbob oyuncağı, özellikle ısmarladığı ses çıkaran büyük bir dinazor (niye bilmiyorum 2 senedir hep dinazor istiyor, hasta onlara) , bir torba dolusu küçük dinazor ve uzaktan kumandalı bir araba. Sonra onlarla annemlere gittim.Babamla bir koli yaptık. Babam bugün postaya vericek. Tam doğumgününde ellerine geçicek. Salı günü onun için ayrıca post yazıcam, benim güzel oğluşum. O da benim oğlum sayılır. Hatta torun niyetine bile. Ben hep kardeşime abladan çok anne gibi hissetmişimdir çünkü.

Bugün birazdan çıkıp kuzene doğumgünü için hediye bakıcam. Akşam da bir arkadaşlara gidicez. Yarın malum görümcemde yemek. Eee, pazartesiye yazacak bir şey kalmadı.

Herkese iyi bir haftasonu.

Çarşamba, Aralık 06, 2006

YENÄ°YIL

Friendster

Dün akşam yılbaşı çamımızı çıkardım. Haftasonu aldığım yeni süslerle ve ışıklarla süsledim. Sonra da evin ışıklarını kapatıp bir süre ışıl ışıl olan çamı seyrettim. Nasıl dinlendirdi anlatamam. Yeniyıl gelirken hep içimde bir sevinç, heyecan olur. Gene başladı. Ben artık listelerimi yapmaya girişirim. Kime ne hediye alınacak listeleri.

Bu arada 18 Kasım'da benim bloğum da 1 yaşını doldurmuş. Diğer blogları okurken aklıma geldi, dur bi bakayım ,ben ne zaman açmışım bloğumu diye bakınca çoktan 1 yılı devirdiğimi gördüm. Nice yıllara inşallah .

Salı, Aralık 05, 2006

Geçen Hafta

Perşembe günü emekli bankacı bütün kızlar toplandık, toplandık, toplandık. E tabi bankacılıktan yıprandık, yıprandık, yıprandık. Güzel bir gündü. Muhabbet ettik, çaylar içtik, kekleri yedik. Bundan sonra 15'te bir Perşembeleri toplanmaya karar verdik. Ancak bir arkadaşın çocuğu daha doğrusu tekne kazıntısı o gün eve erken geliyormuş. Çocuk evde yalnız kalmasın diye toplantıları öğle yemeğine çevirdik ki herkes 4 gibi evine gidebilecek. Ben o gün (3 çeşitten fazla yapma diye bin kere tembihlediklerinden ve herkeste tansiyon, kolestrol gibi bilumum hastalıklar mevcut olduğundan) bir önceki postta tarifini yazdığım fındıklı keki, böreği ve pastabandan yaptığım muzlu pastayı ikram ettim. Bir sonraki toplantının menüsü tavuk,pilav, yoğurt. Yemek bahane, muhabbet şahane.

Cuma akşamı kayınvalidemde yemekteydik. Yine sülale boyu buluşuldu. Sicilyalılar gibi herkes bağıra çağıra aynı anda konuştu. Ama ben seviyorum bu gürültüyü.

Cumartesi günü yoğun bir gündü. O gün banyonun mermeri takıldı, tesisatçı geldi, çeşmeleri (pardon armatür diyeyim daha havalı oluyo) taktı, arabayı bakıma verdik ve akşamüzeri aldık falan filan. Yemeğim olmasına rağmen o akşam dışarıda ama gerçekten dışarıda yani açıkhavada yemek yemek istedim. Bostanlı'da bize yakın bir yerde dışarıda oturup birşeyler yedik. Hava gece olmasına rağmen hiçde öyle soğuk değildi. Rahatça oturabildik. Üşümedik. Üstelik bizim gibi dışarıda oturan en az 4-5 masa daha vardı. Bana bazen böyle soldan soldan geliyorlar. İçerilere sığamıyorum.

Pazar günü ise evde yayılarak geçti. Bir ara çıkıp market alışverişi yapıp döndük. Dün sabah banka işlerini halledip anneme gittim. Teyzeme çıktık. Kuzenleri de gelmişti. A. teyzeyi severim. Hasret giderdik. Onun tarafıyla ilgili son haberleri aldık. Valla dedikodu değil, kızlarından biri yeni ev almış, diğeri başka bir eve taşınmış, torununun yaramazlıkları falan.

Bugün de temizlik var. Post bitsin yemeği hazırlamam lazım. Daha ekmek de almadım. Çıkmam lazım. Hadi bana byeeee