Pazartesi, Kasım 29, 2010

Yeni Yıl


Bu yıl yeni yıl moduna erken girdim, bundan blok da nasibini aldı. Önümüzdeki hafta sonu da ağacımızı süslerim, ışıklarını yakarım, ev de aynı moda girer:))

Oğlumun vizeleri bitti ama eli hala sarılı. Pazartesi ya da salı günü dikişler alınacak. Öbür hafta da ehliyet kursuna başlıyor oğlum. Allahtan direksiyon sınavı Ocak içinde de eli düzelir o zamana kadar.

Geçen hafta çarşamba günü rahmetli kayınpederimin ölüm yıl dönümüydü. Kayınvalidem evde mevlüt okuttu. Öyle arzu etmiş, tavuk-pilav yapmış, aşure yapmış, tabi bi de mevlütlerin olmazsa olmazı şerbet. Misafirler gittikten sonra bizler yine çekirdek kadro (görümcemler, biz ve diğer kuzenler) olarak akşam yemeğine de kaldık. 14 kişiydik. O gün epey yorulduk hepimiz.

Perşembe günü de küçük bir operasyon geçiren halamı ziyarete hastaneye gittim. Operasyon ufak falan ama yine de 2 gece yattı hastanede. Yarın da evine gideceğim. Giderken yemek yapıp götürmek istiyorum ama sulu şeyler olmaz. Herhalde ben de hem taşıması kolay hem de yemesi güzel diye tavuk- pilav yapıcam, bir de kek yapmak istiyorum. Oradan da anneme geçerim.

Cumartesi günü bir arkadaş toplantısındaydım. Uzun süredir görmediğim arkadaşlarla toplanmak güzeldi, epey muhabbet ettik.

Perşembe günü emekli bankacılar toplantımız var, bu kez bende toplantı. Menü kafamda oluştu gibi. Salı günü eksik malzemelerimi alıcam.

Vakit epey geç olmuş, hatta Pazartesi olmuş bile:)) Herkese iyi haftalar, sendromsuz Pazartesiler.

Pazar, Kasım 21, 2010

5 YIL

18 Kasım'da bloğum 5 yaşını bitirmiş. Bayram hayhuyu içinde unutmuşum. Bugün farkına vardım. Nice yıllara sevgili bloğum:))

Not:Foto, (görüldüğü üzere) getty images'den.

Cumartesi, Kasım 20, 2010

Bayram da Bitti

Bayram, bayram dedik, o da bitti. Bayramın ilk günü sabah daha kahvaltı ederken(dahamız 11 ama) kuzenler geldi. Meğer aşağıdaki teyzeye gelmişler, onlar da kabristan ziyaretinde olduklarından bulamamışlar, bize çıktılar. Ailede en küçük olduğumuzdan, bayramlarda hep biz gezeriz, bize kimse gelmez diye evde ne tatlı var ne çikolata. Hemen kahve yaptım, evdeki kare çikolatayı da kırıp verdim:)) Sonra teyze ve k.valide evlerine geldiklerinden hep birlikte alt kata indik, görümcem de geldi. Topluca bayramlaştık. Sonra biz de kabristana gittik. Oradan da benim annemlere geçtik. Annemlerde öğlen yemeği yedik. Sonra su börekli, baklavalı çay faslı yaptık. Zaten akşam oldu. O gece eşimin Ankara'daki kuzeni İzmir'e geldi ama çok geç (gece 12 gibi) olduğundan ancak ertesi gün görüşebildik.

2.gün, benim iki halamı ziyaret ettik, Ankara'dan gelen kuzenle görüşmek için oradan kuzene geçtik. Kuzende ertesi gün hep birlikte Şirince'ye gitmeye karar verdik. Bayramın 3.günü İzmir'i seller götürürken biz günlük güneşlik bir havada gezi yaptık. Aşağıda Şirince resimleri var.



Her yer böyle dimdik yokuş. Ayağına güvenen gelsin buralara. Bir de bayram nedeni ile çok kalabalık olduğundan arabaları bile Şirince'nin dışında, tepelerde bir yerlere park ettirdiler. Hep yürüdük, çok yürüdük.


Malum Şirince=Şarap. Yer gök şaraptı. Her tür şarabı tattık. Ben en çok beyaz ve sıcak şarapları beğendim. Sabah sadece atıştırıp çıktığımızdan önce kahvaltı ettik. Gözlemeler çok çeşitliydi. Kıymalı, patatesli, patlıcanlı, otlu, vs. Hepsinden ortaya söyledik. Nefis tavşan kanı çaylar eşliğinde yedik onları. Kalkmamıza yakın taze keşkeş çıktığını söylediler. Ben ilk kez tattım keşkeği. Fena değil. Ama olmazsa olmaz listeme girecek bir yemek değil. Hani bir daha ömür boyu yemesem aramam. Neyse , bunu da tatmış olduk. Yoldan mandalinlerimizi de aldık. Tüm yol mandalin ve ayva bahçeleri ile dolu. Bahçe sahipleri mandalin almak istediğinizde kovaları size veriyorlar, gir bahçeye kendin topla diyorlar. Siz de elcağzınızla istediğiniz mandalinleri topluyorsunuz.
Oradan Dilek yarımadasını ucundaki Karina'ya geçtik. Aslında Domatia köyüne de (eski Rum köyü) gidecektik ama Şirince'de fazla kalınca oraya zaman yetmedi, malum hava artık erken kararıyor. Karina resmen yolun sonu, yol orada bitiyor. Alt resimde yolun sonunu görüyorsunuz, devamı yok. Resmi de oturduğumuz restorandan çektim. Yalnız manzara süper, ortalık dingin, huzur dolu bir sessizlik var. Önümüz derya deniz, kısacası yer olarak çok güzeldi.Izgara levrekler de muhteşemdi. Her biri yarımışar kilo vardı. Salata, kalamar ve buz gibi beyaz şarapla iyi gitti:))
Karina'da güneşi de batırdık. Hava da limonata gibi, ceket bile giymeden tek bir bluzla oturabildik.

4. gün hem benim hem de eşimin yengelerimizi ziyaret ettik. İkimizin de amcası vefat etti. Bizi görünce çok mutlu oldular. Bayram hayırlısı ile bitti derken dün gece oğlum ampul değiştirirken güç denemesi yapmış,ampul elinde kırıldı. Sağ elinin baş parmağının iç kısmı bayağı derin ve uzun kesildi. Hemen hastaneye gittik, dikiş atıldı, tetanos aşısı yapıldı. Bununla gelmiş geçmiş olsun dedik. Pazartesi sınavları da başlıyor ama allahtan elini kullanabilecek, tabii sargılı olarak.

Uzun bir tatil de böyle geçti. Yarın herkes bende, kahvaltıda olacak. 12 kişiyiz. Bal-kaymaklı, sucuklu-yumurtalı güzel bir kahvaltı. Sülaledeki herkes boğazlı olunca durmadan yemek yemişiz, yemek yazmışım. Herkese şimdiden iyi bir hafta olsun. Bilirim uzun tatillerden dönüşlerde iş çekilmez olur, pazartesi allah hepinize kolaylık versin.

Pazartesi, Kasım 15, 2010

İyi Bayramlar

Herkese sevdikleri ile birlikte mutluluk, sağlık, huzur dolu nice bayramlar dilerim.