Çarşamba, Ocak 30, 2008

Kızgınım



İkisi bir arada yakışmıyor bile:(( Öncelikle çok kızgınım, üzgünüm, sıkkınım, karmakarışık bir ruh hali içindeyim. Ama tamamı olumsuz duygulardan oluşan bir ruh hali. Hani hep böyle sıkkınsınızdır, güzel bir şeyler izlerken ya da yaparken bile içinizde bir sıkıntı,bir karamsarlık vardır. O durumdayım. Bu işin üniversite ile sınırlı kalmayacağını herkes biliyor ama başını kuma gömüp, bilmezden gelmeye çalışıyor. Şükür ki bazıları istemeden fikirlerini zikrederek nihai amaçlarını açıkladılar. Bunun hakla, hukukla, eğitim ve insan özgürlüğü ile alakası yok. Bu tamamen ülke rejimini değiştirmek için atılmış sinsice bir adım. Kimse aksini iddia etmesin,yalan olduğunu herkes biliyor. Bugün üniversite, yarın lise, sonra ilköğretim, sonra da Çarşamba'daki o 3 yaşındaki kız çocuğu gibi bebeler. Kamusal alan, özel alan derken tüm ülke İran oluvermişiz.

Bakın Kuran'ı okudum. Yalnızca tek bir surede ve tek bir ayette kadınların ziynet yerlerini örtmeleri gerektiği yazıyor. Ne zamandan beri kafamız ziynet yeri. Üstelik Latife Tekin'in allah saçımızı örtmemizi isteseydi bizi kel yaratırdı sözüne şiddetle katılıyorum. Bunlar dinin içini boşaltıp tamamen şekilciliğe kaçıyor ve dolayısıyla halkı kutuplaştırmaya çalışıyorlar. Laiklik ne zamandan beri dinsizlik? Sen bunca yıldır bu ülkede dinini yaşayamıyormuydun da şimdi yaşayacaksın?

En güzelini dün benim canım ilkokul mezunu babam söyledi: Erkekler bunları tahakküm altına almaya çalışıyor, bu kızlar da onlara alet oluyor. Onlar böyle adamlara layık o zaman.

Defalarca yazmışımdır ama yine yazıcam. Seni insan yerine koymayan, 2. sınıf vatandaş sayan, her türlü hak ve özgürlükten yoksun bırakacak bir düzeni kadın olarak kendin destekliyorsan , diyecek lafım yok, boşuna okumuşsun. Sadece öğretim görmüşsün, eğitim değil, kafanı çalıştırmayı öğrenmemişsin sevgili hemcinsim.

Sanıyormusun ki olay bununla kalacak. Seni maşa yaparak getirmek istedikleri rejimi bir incele de gör bakalım neler kaybedeceksin. Yok öyle hem başörtüsü takarım ama hem de Cumhuriyet'in bana verdiği kazanımları kulllanırım.Sonuçta amaçları Cumhuriyet'i yıkmak olan insanlara elinle yardım ediyorsun. Nene Hatunların, Kara Fatmaların kemiklerini sızlatıyorsun. Onlar Kurtuluş Savaşına bizleri karanlıktan çıkarmak için erkeklerle omuz omuza katıldılar.

Çok öfke doluyum, hırsım geçmedi, geçemez, hepsine. RTE'ye, o sıktırbaşlara, hükümete, düşen oylarını yükseltmek için RTE ile ortaklığa giren MHP'ye

Allah sonumuzu hayır etsin.

Not:Yoruma kapattım bu yazıyı. Kimseyle polemiğe girmek istemiyorum tamamen bir iç dökmedir bu yazı.

Cuma, Ocak 25, 2008

Uzun Bir Yazı


Bu Cuma'nın güzeli benim doğumgünü pastam. Sağolsun, görümcem, eşimin dayısının kızı ve onun kızı el birliği ile hazırlamışlar. Saman tv.deki O.ktay ustadan tarifi. Çok kolay aslında. Kelepçeli kalıbın çevresi r.ulokatlarla çevrilir. Ortasına irmik paketindeki tarife göre yapılan irmik tatlısı pişirilip konur. Üzerine çikolata sos dökülür ve buzdolabında 2-3 saat bekletilir. Sonra üzerine arzuya göre ceviz, fındık, çikolata parçaları, hatta ufalanmış r.ulokatlardan konur. Çıkarırken kelepçe çıkarılıp alt tabanı ile birlikte servis tabağına koyuluyor. Hem pasta gibi, hem hafif bir tatlı. Öneririm. Normalde doğum günlerimizde biz çekirdek aile olarak başbaşa yemeğe gideriz. Fakat bu kez görümcem ille bana yemeğe gelin demiş. O öyle arzu edince ben de kıramadım. Zaten her gece çekirdek aile olarak başbaşa yemek yiyoruz:)) Kayınvalidemler, eşimin dayısının kızı ve teyzesi de vardı. Bana şimdi çok meşhur olan nazar boncuklu kolye ile M&S. dan güzel bir bluz almışlar. Gelelim eşime. Ben uzun süredir LCD tv istiyordum. Eşim ama o ev hediyesi dedi. Oysa özellikle akşamları bazı dizi ve filmleri izlemeyi seven biri olarak benim için en güzel hediyeydi. Neyse eşim tv aldı ama içine sinmemiş, uzuuuun bir aradan sonra bir de çiçek almış gelmiş. Şaşırdım(bunu Şahika söyler gibi okuyun)

O gün öğlende de annemlere gitmiştim. Çarşamba günü evde yayılma ve yeni oyuncağım tv ile başbaşa geçti. Dün görümcem aşure yapıyormuş çağırdı. Ben gittiğim de pişirmişti bile. Hoş, pişirmese de ne yapacaktım , o ayrı ya! Ben olayın süsleme ve yeme kısımlarına dahil oldum. Aşuremi aldım, eve geldim, halamlara tel. ettim. Müsaitlermiş, hop atladım onlara gittim(kurtlu peynir, duramıyo evde) Yolda lisede benden 1 sınıf aşağıda olan ama aynı serviste olup ta samimi olduğumuz bir arkadaşıma rastladım. Liseden 78'de mezun olduğuma göre tam 29,5 yıl sonra karşılaşmışız. Ayaküstü neler yaptığımızdan konuştuk, yine samimi olduğumuz bir abla-kardeş vardı onlardan bahsettik, tel. larımızı aldık ve görüşmek üzere ayrıldık. Daha 10 dakika geçmedi, o bahsettiğimizi söylediğim abla-kardeş ikilisinin kardeşini gördüm bu kez. Sen görme görme 30 yıl sonra aynı gün ve 10 dakika ara ile ikisini de gör. Rastlantının böylesi. Biri bana kamera şakası falan yapmamıştır, di mi? Onunla da ayaküstü muhabbet,tel. alışverişi. Sonra halam ve kızlarla muhabbet. Akşam tembel işi hemen bir köfte kızart, yanına pilav. Ha, bu arada halamlardan ayrılırken tam kapıda arkadaşım aradı, bugün için buluşalım dedi. Ona da tamam dedim. Bugün de onunla bütün gün beraberiz. 11.30 gibi buluşucaz.

Yarın sabah görümce-kayınvalide- dayı kızı grubu bende kahvaltıda. Akşamüzeri, yarın için biraz bir şeyler almam lazım. Yarın akşam ise bir başka arkadaşa oturmaya gidicez. Çocukların okulları, dersaneleri, ÖSS hazırlık derken pek fırsat bulup görüşemiyorduk. Pazar inşallah ayaklarımı uzatır, dinlenirim. Saat 13'de Acil Servisi seyrederim, umarım.Pazartesi günü kardeşim İstanbul'dan geliyor. Akşam annemde yemekteyiz. Çok özledim onu. Doğum günümde beni aradı ama d.günüm için değil, başka bir şey için. Ben de bugün bi şey daha vardı, düşün bakalım deyince hatırladı ama kerata (40 yaşında koca herif de işte benim için hala kerata olacak kadar çocuk) öyle laflar etti ki, beni bankada sıra beklerken(o sırada bankadaydım) ağlattı . Kardeş bambaşka ya.

Neyse, uzun süredir bu kadar uzun yazmamıştım. Bu sabah eşim ihaleye yetişmek için erkenden (Sabah 6 gibi) yola çıktı. Ben de artık uyandım, hem de bugün arkadaşımla buluşucam, post yazmaya zaman kalmaz deyip uyumadım, b.sayar başındayım. Bakın ne fedakar bir insanım. Siz sevgili okurlarımı güzel yazılarımdan mahrum bırakmamak için güzel uykumdan feragat edip(Bülent Ersoy gibi ağdalı bir dil kullanıyorum)sabahın köründe b.sayar başındayım. Sizlerden için hiç bir fedakarlıktan kaçınmıyoruz. Değerinizi anlayın yani:))

Herkese güzel, bol eğlenceli, bol dinlenceli bir hafta sonu tatili diliyorum.

Pazartesi, Ocak 21, 2008

Bugün.......



Benim doğum günüm. 45 bitti, 46'ya giriyorum. Sabah 10.30 itibarı ile. Annecim, babacım sizleri çok seviyorum, benim varlık nedenlerimsiniz. 45 yıl genel olarak çok güzeldi, umarım önümüzdeki 45 de aynı güzellikte olur:)))

Pazar, Ocak 20, 2008

Hastasıyım


Son günlerde bu şarkısının ve dahi tüm albümünün. Şiddetle tavsiye edilir, özellikle yağmurlu bir günde, uzun yolda ve bangır bangır bir sesle...

Hiçbir şey niyetle olmuyor. Geçen postta annemi kalpçiye kardeşimle birlikte götürmeye niyet ettiğimi yazmıştım. Meğer ben o postu yazarken annem rahatsızmış ve evde yatıyormuş. Öğleden sonra babamla konuşunca öğrendim. Bi de benimkilerin böyle bir adeti vardır.Açıp ta söylemezler. Biz üzülmeyelim, onları dert etmeyelim diye. Hemen atladım, gittim. Bir gece önce kalbi ağrımış, tüm sol kolunda ve sırtında ağrısı varmış. O gün doktorunu bulamadık. Ertesi gün(cumartesi) için hemen randevu aldık. Tüm tetkikler yapıldı, kalp krizi değilmiş. Ama bazı ilaçları ve dozajları değiştirdi doktor. Şükür şimdi daha iyi ama hışır gibi. Yorgun ve biraz otursa hemen yatmak, dinlenmek istiyor. Aman sağ olsun, iyi olsun,uyursa uyusun.

Cumartesi günü akşam da k.validelere gittik. 1-2 saat oturduk. Bugün eşim anneleri ile yazlıkta. Oğlum baskete gitti. Ben de fırsattan istifade b.sayar başına oturdum. Ama önce renkliler yıkandı,asıldı, yine ekmek yapıldı:)) Bu sefer ki geleneksel ekmek unundan. Yani bildiğiniz fırından alınan ekmek. Fırından alsam 40 kuruş. Dün M.igros'ta indirim vardı S.öke Unlarda; 2,50 YTL idi. Bu arada 3,5 saat süren elektrik harcaması. Ekmek bayağı pahalı geliyor bize, bir de alınan kilolar cabası:))
Neyse, c.n.b.e'de ER seyrettim. Birazdan Scrubs'ı izleyeceğim. O nedenle hadi bana eyvallah....

Cuma, Ocak 18, 2008

Bu Cuma



Bu Cuma'nın güzeli de Uğur Polat olsun. Yalnız fiziğiyle değil, oyunculuğuyla, sesiyle ve duruşuyla sevdiğim bir sanatçı.

Geçen hafta annemin göz işleri ile ilgilenmiştim. Bu hafta ise kulaklarla ilgilendikk. Kulaklığı yenilendi, duyması düzeldi. Pazartesi günü de en son kulakları yıkatılacak ve inşallah daha da iyi olacak. 28 Ocak'ta kardeşim geliyor. O gelmeden annemi revizyondan geçiriyoruz, annemi daha iyi görsün diye. Kardeşim buradayken de annemi kalp doktoruna birlikte götürmek istiyorum. O da doktordan bire bir duysun annemin durumunu, içi rahatlasın.

Dün Salihli'ye gittim. Ne alaka diyeceksiniz, kel alaka:)) Eşim işi gereği her gün ilçelere gidiyor.Dün de Salihli'ye gidecekmiş. Orada da soy yönünden uzak ama candanlık yönünden çok yakın olduğumuz bir akrabamız var. "Hadi, gel seni ona götüreyim " dedi. Akşam tel. edip müsait mi diye sordum. Çok sevindi,ille gel dedi. Sabah eşimle birlikte ben de çıktım. Önce oğlanı okula bıraktık (bizim servis şöförümüz,eşim:D)oradan da doğru Salihli'ye gittik. Saat 10.30 gibi oradaydık. Eşim beni bırakıp işlerini halletmeye gitti. Canım ablamla birlikte sohbet ettik, dolaştık, yemek yedik, çaylar içtik. Saat 4.30 gibi de eşim geldi, birlikte eve döndük. Güzel bir gündü benim için.

Şu ekmek makinası geldiğinden beri ev fırın gibi çalışıyor. Her gün birine ekmek yapıyorum. K.valideye, anneme, teyzeme, eşimin teyzesine, dün gittiğim ablaya. Bugün de kendimiz için makinenin kitapçığındaki tarife göre sütlü ekmek yapıyorum. Hazır undan olmadığı için, kitaptaki ölçülere göre yaptığımdan bakalım becerebilecek miyim diye merak içindeyim.

Herkese iyi tatiller.

Çarşamba, Ocak 16, 2008

Kılım



Ben bu adama kılım. Şu çocuğu ile ilgili sorundan daha önce Cennet şarkısı ilk çıktığı zamanlardı. Şarkıda ne diyor? "Dünyaya bir daha gelsem sevgilim,arar bulurum yine seni severim..Cenneti değişmem saçının teline,ömrümün yettiği kadar seni severim" Ama maşallah arama-tarama ve sondaj çalışmaları hala bitmemiş garibimin. 3 evlilik ve 3. evlilik içinde devam eden günü birlik(doğrusu tek gecelik) ilişkiler falan. Tamam, herkes söylediği şarkılardaki gibi hayat sürmeyecek de ama adama da öyle bir misyon yükledi ki kadınlar ve medya."Romantik, gözü sevdiğinden başkasını görmeyen duyarlı adam" Halbuki o da tüm birden ünlü olan, biti kanlanan erkekler gibi ün ve parayı direkt kadın (t)avlamaya tahvil etti. Neyse, bunları geçtim de ne zamanki kızına nafaka ödememek için yaptığı cambazlıkları, attığı taklaları okudum,
ona duyduğum kıl olma durumu ikiye hatta üçe katlandı. Karına ne kadar kızsan da , aranız iyi olmasa da, eşinin maddi durumu ne kadar iyi olsa da o çocuk senin. Çeyizinde getirmedi onu kadıncağız.

Şimdi diyeceksiniz ki ne bu hiddet , bu celal. Az önce tv'de bu konuda bir şeyler gördüm ve o adam yine pişkin pişkin sırıtıyordu da, ben de burayı iç dökme yeri olarak kullandım. Sizlerin de başı şişirdim, kusura bakmayın. Oh be! Rahatladım ama...

Sonradan eklenen not: Şimdi gazetede okudum. Dün 3. eşinden de boşanmış. Ondan da bir oğlu varmış ve velayeti anne almış. O çocuklara yazık.

Pazartesi, Ocak 14, 2008

Haftasonu



Yukarıdaki resmin bizim Cumartesi grubu ile uzaktan yakından ilgisi yok ama konu ile bütünleşen en uygun bu resmi bulabildim g.ettyi.mages'de.

Cumartesi günü arkadaşımız, sağolsun çok güzel hazırlanmış. Ben saat 2 gibi oradaydım. Giderken yeni ekmek makinamda yaptığım ekmeği de götürdüm. S.öke U.n dan bin kere razı olsun. Hiç bir zaman başarısız olunmuyor. Kutunun üzerindeki tarife göre yapınca ekmeğin kabarmamasına imkan ve ihtimal yok. Bu kez tam buğday unundan yaptım, sıcacıktı da, bayıldılar. Bu arada 2 arkadaşın da 13 ve 15'i doğum günleriydi. Pastamızı da kestik. Muhabbet, curcuna ( 8 büyük,5 kız ve 1 erkek çocuk).Allahtan çocuklar başka odada b.sayar ve oyuncakların başındaydılar da çok gürültü olmadı. O gün tam hızlı çekim bir gündü benim için. Sabahtan kahvaltı hazırla, topla, beyazları makineye at, as, bu arada doğalgazcı geldi(apt. yeni yaptıracağız) onunla konuş, kuaföre git,fön çektir. Tabi sonra toplantıda dinlenmiş oldum.

Pazar günü ise öğleden sonra k.validemler ve görümcem çaya geldiler. Akşam ise biraz ütü yaptım. Malum hafta başı. Hem oğlanın okul pantolonu, gömlekleri, eşime gömlek, havlular ve yastık kılıfları. Bugün karar verdim, yemek yapmıycam. Birazdan çarşıya gidip balık alıcam. Akşam balık yaparım, yanına da rokalı, turplu,taze soğanlı bir marul salatası. Bugün yayılma günüm.

Herkese iyi haftalar.

Perşembe, Ocak 10, 2008

Yerlilere Devam



T.una K.iremitçi'nin kasedi çıkmış. Henüz dinlemedim ama ilk fırsatta dinlemek istiyorum. Kararımı buraya yazarım. Şimdi biliyorum içinizden bazıları geçmişteki ilişkileri nedeni ile kızıyordur ona ama [şimdi bana daha çok kızacaksınız:))] o maviş gözlü ne yapsa kızamıyorum ben ona. Kendisine E.lton J.ohn'da "Blue Eyes" şarkısını gönderiyorum.

Geçen hafta Cuma günü okuldan geldikten sonra oğlum çok ateşlendi. Pazar sabahına dek 39,5 ateşi düşüremedik. Ancak pazar sabahından itibaren kendini toplamaya başladı. P.tesi ve Salı da okula gidemedi. Şimdi nispeten daha iyi ama öksürük ve burun akıntısı devam ediyor. Kaç yaşına gelirse gelsin o benim bebeğim olduğundan geçen hafta moralim çok bozuktu. Bu hafta annemin sağlık sorunları ile uğraştım. Annemin göz tansiyonu nedeni ile bir gözü zaten epey görme kaybına uğramıştı. Diğerinde de göz tansiyonu başlamış. Hem onu baktırıp ilaç yazdırdık, hem de gözlüklerini yenilettik. Önümüzdeki hafta da kulaklık almaya gidicez. Eskisi artık iş görmüyor, sanırım miadını doldurdu. Yenileticez.

Geçen yıl arada katıldığım arkadaş grubunun toplantısına bu yıl daimi olarak katılmaya başladım. Yarın oraya gidicem. Ayda 1 toplanıyoruz. Eski arkadaşlarla birlikte olmak iyi geliyor insana. Haftaya ise çok sevdiğim başka bir arkadaşım yıllık izne ayrılıyor. İş nedeni ile doğru dürüst görüşemiyorduk. 1 gün de onunla buluşucaz. E bu arada evin işi gücü var. Zaten bir bakıyorum pazartesi, bir bakıyorum Cuma olmuş. Hayat şu Japonya'daki ekspres trenler gibi çok hızlı gidiyor. Aaaa, sonra bu ay çok önemli bir gün var:))) O gün gelince yazarım. Bu arada çocuklar sömestreye girecek, kardeşim 28 Ocak'ta İzmir'e gelecek. Sömestr süresince bizimle olacak, çok özledim onu.Bu ay inşallah hep güzel şeyler olacak. Umarım herkes için güzel olur.

Hadi, herkese iyi hafta sonları